Kamuoyunun Dikkatine,
Rusya Devlet Başkanı Putin, ekonomik, ticari ve siyasi anlaşmalar umuduyla Türkiye’ye ayak bastı. 10 milyar dolara varan ticaret hacminin verdiği güvenle Türkiye’yle ilişkilerini stratejik ortaklık hedefine taşımak isteyen Putin, kanlı elleriyle altı farklı anlaşmaya imza atmaya hazırlanıyor. Anlaşmaların karşılığında ise hayalini kurduğu Rusya’nın yarattığı acı ve yıkımı görmezden gelmemizi istiyor.
Ticari ilişkilerin korunması adına, göz yumarak ortak olmamız istenen suçlar ise küresel güçlerin de mücadele alanı haline gelen çevre ülkeleri büyük felaketlerin eşiğine sürüklüyor. Rusya’da kendi istikrarını çevre ülkelerdeki istikrarsızlığa bağlayan bu irade hakim olduğu sürece ne çevre halkların ne Rusya’nın ne de dünyanın huzura kavuşması mümkün değil.
Çeçenya’da yürütülen 250.000 insanın öldürüldüğü ve 450.000 insanın mülteci durumuna düştüğü acımasız savaş soykırım boyutuna ulaşalı yıllar oldu. Çeçen ulusal hareketi liderlerinin görüşme çağrılarına cevap vermek yerine sürekli istikrarsızlığı artıracak politikalar benimseyen Rusya, sürdürdüğü kirli savaşı bir yandan üniterleşme süreci için, bir yandan da sınır ötesi müdahaleler için araç olarak kullanıyor.
Putin’in, Türkiye’de hala var olduğunu söylediği kamplar hiçbir zaman varolmadılar. Bu ülkede arayıp da bulabilecekleri Çeçenler, savaştan kaçarak, derme çatma mekanlarda sefalet içinde yaşayan mülteciler ve bundan 150 sene önce Putin’in ataları tarafından sürgün edilmiş olanların torunlarıdır. Her fırsatta, Türkiye’ye bu yönde baskı kurmaya çalışan Rusya’nın asıl korkusu hiçbir zaman kendisine entegre olmamış Kafkasya’nın Türkiye’deki diyasporasıdır. Çeçenya’da başlamış olan bağımsızlık sürecinin Kafkasya’nın diğer bölgelerine de sıçramasından korkan Putin, Kafkas diyasporasının anavatanıyla ilişkilenmesini istemiyor ve diyasporaya yönelik elinden gelen her türlü engellemeyi yapmaya çalışıyor. Ekonomik ilişkiler adına bu çabalara uygun politikaları Türkiye’de uygulayanları ise Rusya’ya işlediği insanlık suçlarına daha fazla ortaklık yapmamaları konusunda uyarıyoruz.
Kendi “arka bahçesi” olarak gördüğü çevre ülkelerde demokrasinin ve halk iradesinin ortaya çıkmasından rahatsız olan Rusya’ya, yine bu ülke halkları cevaplarını arka arkaya veriyorlar. Yüzlerce yıldır süren Rusya hegemonyasından kurtulmak isteyen halklar artık üzerlerindeki baskıyı kırıyor ve iradelerini ellerine almaya çalışıyorlar, Putin’e rağmen…
Dış dünyada etki alanlarını kaybeden Putin son çare olarak nükleer silah kartını da oynamaya başladı. Henüz birkaç hafta önce dünyaya gururla sunduğu yeni nükleer silahına, sınırlandırılabilir etki alanı iddiasıyla meşruluk kazandırmaya çalışıyordu. Soruyoruz, Putin’e: Nükleer bombaları nerede kullanmak istiyorsun? Taş taş üstünde bırakmadığın Çeçenya’da mı? Yoksa, Çeçenya’ya destek olduğunu düşündüğün İnguşetya veya Dağıstan’da mı? Kontrolünden çıkan Abhazya veya Ukrayna’da mı? Suçlu olduğunu düşündüğün insanları yakalamak için yüzlerce insanın hayatını gözden çıkardığını, Tiyatro ve Beslan operasyonlarından biliyoruz. Peki, kontrolünden çıkan bölgelerde hain ilan ettiklerini yok etmek için şehirleri yok edebilecek misin?
Yürüttüğü acımasız politikalar ile, çevresine ve Rusya’ya yıkımdan başka hiçbir şey getirmeyen Putin’e sesleniyoruz: Sömürü alanlarını elinde tutmak adına yürüttüğün kirli savaşlara artık son ver. Tarihe bir soykırımdan sorumlu olarak geçeceksin bunun sözünü sana biz veriyoruz. Hiç değilse onu durduran kişi olma şansını kaybetme.
YAŞASIN BAĞIMSIZ, BİRLEŞİK KAFKASYA!
KAFKASYA FORUMU
05.12.2004
![]() |
![]() |
Comments
No comment