“Birleşik Özgür” Kuzey Kafkasya

Birlik ve özgürlük kavramları her şeyden önce kimliğine sahip çıkabilmektir. Öz değerleriyle var olma hakkına sahip olduğuna inanmak ve dile getirmek cesaretidir. Başkaları karşısında baş eğmeyi kader kabul etmemek kararlılığıdır. Hiçbir kimliği peşinen rakip kabul etmemekle beraber, yaşama hakkına engel olunmasıyla ve engel olanla mücadele etme duyarlılığıdır. Revanşizm (intikamcılık) ve irredentizmi (toprak ilhakçılığı) savunmuyoruz. Bunun ötesinde birlik-özgürlük kavramımıza yüklenecek anlamlar spekülatiftir ve yakıştırmadır.

Özellikle Kuzey-batı Kafkasya’daki cumhuriyetlerin hemhudut olmadığını ve aradaki toprakları bağlayacak koridorların bir gecede dolmayacağını elbette biliyoruz. “Birleşik Kafkasya” mutlak toprak bütünlüğü anlamına gelmiyor. Toprak bütünlüğünden çok daha önemli uygulanabilir olan kolektif bilinç ve resmi politikaları tanımlıyor. Hazar ile Karadeniz arasındaki otohton halklar arasında birlik, kardeşlik, dayanışma, danışma ve ilişkilerde birbirine öncelik verme ilkelerinin tüm Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde resmi politika olmasıdır. Halk bilinci ve halk örgütleri bu konuda hükümetlerin önündedir. Halk iradesinin iktidara taşınması gereklidir.

“Özgür Kuzey Kafkasya” söylemine gelince… Kitle iletişim devriminin ve karşılıklı ekonomik bağımlılık ilkesinin sınırları fiilen ortadan kaldırdığı günümüzde artık mutlak siyasi ve ekonomik bağımsızlık kalmamıştır. Ortak Pazarı peşine taktığı gözlenen birleşik Almanya bile diğer Avrupa ülkelerinden bağımsız değildir. Dünyanın tek askeri gücü ABD Japonya’dan ne kadar bağımsızdır? Sınırlarını dünyaya kapamış ve otarşik (kendine yeterli) ekonomi ile yönetilen bir Kuzey Kafkasya’yı kurmak ne mümkündür ne de arzu edilir. Geniş R.F. pazarından pay almak Kuzey Kafkasya için hak ve zorunluluktur. Ayrıca, Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde yaşayan nitelikli Rus nüfus da ekonominin sağlıklı işlemesi için gereklidir. O halde “özgür Kuzey Kafkasya” ile kastedilen nedir? Özgürlük mutlak siyasi bağımsızlık anlamında kullanılmamıştır. Zaten bağımsızlık kelimesi çok belirleyici ve bağlayıcı bir kavram değildir. Resmen bağımsız görünen bir ülke fiilen özgür olmayabilir.

Kuzey Kafkasya için istediğimiz ve “pratik yararı” olacağına inandığımız özgürlük anlayışımız şudur: Milli dilin resmi dil olduğu; “milli” tarihin okutulduğu; İsrail örneğinde olduğu gibi, açık vatandaşlık ve dönüş hakkının verildiği; milli toplumun fiziksel ve kültürel varlığını istikrar içinde koruyup geliştirebildiği; milli toplumun anayurdunda müreffeh yaşadığı; ekonomik kaynakları gerektiği zaman siyasi silah olarak ulusal çıkarlar için kullanma duyarlılık ve dirayetini taşıyan yöneticilerin işbaşında olduğu; “ithal toplumların” Kuzey Kafkasya’nın öncelikle Kuzey Kafkasyalılara ait olduğunu kabul ettiği bir düzen…

Birlik-özgürlük söylemi Kuzey Kafkasya’nın R.F. içinde merkez (Moskova) ile eşit şartlarda ortaklık kurması istemidir. Bu ortaklık gerçekleşmediği taktirde birlik-özgürlük söylemi kendiliğinden statükoya karşı çıkışa dönüşür. Statükoya her karşı çıkış, savaş ilanı olarak adlandırılamayacağı gibi temkinli politika da teslimiyetçiliğe kılıf yapılmamalıdır.

Birlik-özgürlük kavramımız üzerinde hiçbir Kuzey Kafkasyalı ile ihtilafa düşeceğimizi sanmıyoruz. Kuzey Kafkasya’da mutlak sınır değişikliğini hedeflemeyen, sadece her halk gibi öz değerleriyle yaşama istemi ve kararlığını yansıtan bu teze bölge güçlerinin de karşı çıkması için bir sebep olmasa gerek? Nihayetinde isteklerimiz ne bölge istikrarına ters düşmektedir ne de siyasi çoğulculuk, kültürel çeşitlilik ve ekonomik reform gibi tüm dünyanın yöneldiği ilkelerle çelişmektedir.

Ama Kuzey Kafkasyalılara anayurtlarında var olmak gibi doğal bir hak bile çok görülecekse, yeni tanım ve stratejilerin gündeme gelmesi kaçınılmaz olacaktır.

Yedi Yıldız, 1994, Yıl 1, Sayı 4

Bir cevap yazın