Abhazya Yeni "En İyi Arkadaşı" Tarafından Boğulabilir Mi?

İç savaştan on yedi yıl sonra, Abhazya sonunda Rusya’nın koruması altında yaralarını sarıyor. Ancak ülkedeki birçokları mutsuz, yeni büyük ağabeyleriyle olan ortaklıklarının, bağımsızlığın bir başka yok oluşu ile sonuçlanmasından korkuyorlar.

Bir akademisyen olan ve Abhazya’nın Gürcistan’dan bağımsızlığına liderlik eden Vladislav Ardzınba 4 Mart’ta ölümünden önce, elbette hayatının yapıtını büyük bir memnuniyet ile aksettirdi. 1993’te Tiflis güçlerine karşı kazanılan zaferi takiben 10 yıllık ambargo ve izolasyondan sonra Abhazya, Rus ittifakı sayesinde güvenli bir şekilde sonunda gelişmeye başladı.
Rusya, Abhazya ve bir başka isyancı bölge olarak nitelendirilen Güney Osetya’ya müdahalesinden sonra, 2008’de bu küçük Karadeniz devletinin bağımsızlığını tanıdı. Bu çarpıcı bir adımdı – Rusya 18. yüzyıldan beri ilk defa Kafkas dağlı halklarından birinin bağımsızlığını tanıdı – ve bu Gürcistan ile Abhazya’nın çoğunlukla bir Rus kolonisinden biraz hallice gören batı tarafından reddedildi. Batının bu tutumu karşısında sadece üç ülke Rusya’nın açtığı yoldan direkt olarak Abhaz başkenti Sohum ile ilişki kurdu ve Rusya’nın bölgedeki etkisi rakipsiz kaldı. Bu durum, Abhazya’nın savaşarak kazandığı bağımsızlığını şuanda zayıflatma yönünde tehdit ediyor. Birçok yerlinin sorduğu soru şu: Abhazlar Gürcü düşmanlarını yendiler ancak Rus dostlarına direnebilirler mi?
Rus turist sayısı büyük miktarda arttı. Rus şirketleri ana caddeleri yeniden kaplamaya başladı. Ziyaretçiler, gösterişli dekorasyonları ve asık suratlı bayan garsonları ile en iyi Rus tarzı yeni restoranlarda oturuyor. Üst düzey oteller Sohum merkezinde parıldıyor ve yerel ahali boş odaları için istedikleri ücreti artırıyor. Ve sadece turizmden ibaret değil. Sahil boyunca devam eden demiryoluna yeni Rus yatırımları gidiyor, bir Rus petrol şirketi Abhazya’nın Karadeniz sularına talip ve kömür taşıyan kamyonlar Tkuarçal boyunca gürlüyor.
Böyle bir refaha rağmen neden birçok Abhaz mutsuz?

Sert görünüşlü muhalefet lideri ve ulusal harekette kıdemli biri olan Gennady Alamia geçen hafta IWPR’ye yakındı: “Eğer bir ortaklığı onaylıyorsak, kontrol eden hissenin cumhuriyete ait olması gerekir. Ben şahsen Rus yanlısıyım. Rusya güvenliğimizi garanti ediyor, yani onlara imtiyaz verebiliriz, ama bu boyutta değil”.

Alamia Abhaz Yüksek Sovyeti’nde Ardzınba’nın temsilcisiydi. 1990’da seçilen Alamia, 1992’de Gürcü tanklarının köprüyü geçerek Abhazya’ya girdiğini duyduğunda milliyetçi liderlerin ofisinde bulunan yakın arkadaşlarından biriydi. Endişelendiği kadarıyla, Ardzınba’nın yerine geçen Sergey Bagapş ülkeyi Ruslara teslim ediyor ve tam olarak Ardzınba’nın savaşta kazandıklarını feda ediyor.
Alamia şöyle diyor: “Vladislav Ardzınba bir şeyi çözmek için ödün vermek durumunda kalacağını biliyordu ama ayriyeten hiçbir ödün vermemek gibi sonu olmayan ödünlerin yalnızca yıkıma yol açacağını da biliyordu.
Savaş boyunca Çeçenya’dan silah tedarik eden Alamia bunu duymaktan memnun olmazdı ancak, Abhazya’nın hiç bir surette bağımsız olmadığını, Rusya tarafından Gürcistan’dan çalındığını iddia eden birçok Gürcü ile kendi bakış acısında birçok ortak nokta var.
Gürcü yasalarına göre, Abhazya “işgal altında bölge” olarak anılıyor ve Gürcistan’ın desteklediği, Tiflis’te eski bir ofiste meskûn olan sürgündeki Abhaz hükümeti lideri Gia Baramia, Moskova’nın Gürcistan’ın bağımsızlık arzusunu baltalamak için Abhaz ulusal hareketini icat ettiğini söylüyor.
44 yaşındaki, mülayim eski diplomat Baramia şöyle söylüyor: “Gürcistan SSCB’den ayrılmak isteyen ilk cumhuriyetlerden biriydi ve KGB’nin lideri, eğer Gürcistan bağımsızlığa doğru yol alırsa, Abhaz kartını oynayacaklarını açıkça söylemişti.”
Baramia ekliyor: “Bu bağımsızlık efsanesi hiç bir şey. Rusya tarafından çıkarlarına hizmet etmesi için icat edildi”.
Abhazya’ya yönelik bu tür iddialar Gürcüler arasında çok yaygın. Gürcüler savaştan önce Abhazya nüfusunun yarısını oluşturuyordu ancak kendi güçleri dağıldığında intikamcı Abhazları terk ettiler ve Abhazya nüfusundaki payları çeyrek milyondan 100.000’e düştü. Birçok mülteci kendilerine olanlardan asla silkelenemedi, birçokları eski okul ve anaokullarında yaşıyor.
Evlerini, birikimlerini kaybetmelerinden ve en önemlisi statülerini kaybederek herhangi bir mülteci durumuna düşmelerinden dolayı buruklar.
Baramia’nın ofisinin bir üst katında, Ardzınba ile birlikte Abhaz Yüksek Sovyeti’ne seçilen yaşlı adamlar, Gürcistan’ın seçimleri düzenleyememesinden ve yerlerine yenilerini getirememesinden dolayı halen milletvekili olarak adlandırılıyorlar. Kâfi derecede işi olmadıkları gözlenen milletvekilleri saatler boyunca mutlulukla oturuyor, gelen ziyaretçilere Abhazya’nın nasıl bir Rus icadı olduğunu, kendilerinin nasıl kandırılarak evlerinden ve topraklarından edildiklerini anlatıyorlar.
İki taraf da durumlarını savunmak için gerçekler ve rakamlarla donanmış durumdalar. Abhazya’ya Gürcü göçünün boyutlarını anlatmak için değişik nüfus sayımı rakamlarını ve Gürcülerin mi yoksa Abhazların mı ilk olduğuna ilişkin değişik tarihi kaynaklar kullanıyorlar.
Abhazya’ya dönersek, Abhaz hâkimiyetinin en ikna edici argümanı pagan dini liderlerine ait. Achandara’nın yamaçlarındaki koruluğun sorumlusu olan Zaur Çiçba, tüm Abhazya’ya yayılmış olan kutsal yerleşim yerleri ağına işaret edebiliyor. Dediğine göre, bunlar, bu bölgenin Gürcü olmasından önce Abhaz olduğunun kanıtıdır. Ancak, bu yedi bölgeyi ziyaret etmeye çalışan bir kimse Gürcülerin lehine dokunalı bir karşı argüman ile karşılaşıyor: çok sayıda boş köyün sessiz ürpertisi.
Doğu Abhazya’da kilometreler boyunca, bir zamanlar gelişmekte olan, Sovyet pazarı için çay, mandalina ya da fındık yetiştiren tarımsal yerleşimler terk edilmiş. Meyve ağaçları sarmaşıklar tarafından boğulmuş ve evler çürümeye bırakılmış. Bazısının sadece beton merdivenleri ayakta kalabilmiş.
Gürcistan Başkanı Mikail Saakaşvili bazen Abhazya’dan çıkmaya zorlanan Gürcülerle ilgili absürt istatistikler sunuyor, ancak bu evler ve toprakların üstünü örttüğü trajediden bir kuşku yok. Tiflis, Abhazya’nın statüsüyle ilgili herhangi bir anlaşmaya varılmasından evvel mültecilerin eve dönüşüne izin verilmesinde ve onların herhangi bir Gürcü seçiminde önemli bir faktör olduğunda ısrar ediyor.
Tüm bunlara rağmen, bir tehlike var ki önemini sürdüren geçmiş ve kimin Abhazya’da yaşamaya hakkı olduğuna kimin olmadığına dair yapılan tartışmalar, savaştan beri neler olduğunu okunaksız hale getiriyor. Abhazya, aynı Gürcistan ve Rusya gibi, Sovyet döneminden beri değişti ve kendine ait bir politik kültür geliştirdi.
2004’de Bagapş Ardzınba’nın halefi olarak seçildiğinde Rusya’ya muhalifti. Abhaz arkadaşlarım, Ukrayna’daki büyük değişimden önce gelmelerinden dolayı Abhaz seçimlerinin ilk “Turuncu Devrim” olduğuna böbürlenmeyi severler.
Başbakan Raul Hacımba’ya Kremlin’in yoğun desteğine rağmen, Bagapş seçimleri kazandı ve sonuçta Rusya onun bu küçük devletteki liderliğini kabul etmeye zorlandı. Seçim oranları birbirine yakındı, ancak Putin’in itinayla Hacımba’nın adaylığına kefil olması dolayısıyla, Rusya için bir utançtı. Bu sonuç, Gürcüler her ne derse desin, Abhazya’nın mutlak surette Kremlin’in adayının kazandığı bir yer, yani Rusya olmadığının güçlü bir işaretiydi.
Belkide, Abhaz politikacılarının kendine güveni ve bağımsızlığı 1993 zaferinden kaynaklanıyordu. Ardzınba, bir yabancı tarafından kendi ülkesini nasıl yöneteceğine dair ders alabilecek bir adam değildi. Her şeye rağmen, 1992’de 90.000 kadar olan Abhazlara 250.000 Abhazya Gürcüsüne karşı kesin bir zafere kadar önderlik etti.
Ancak, Bagapş döneminde, Abhazya’nın farklı politik kültürünün kayboluşunun işaretleri görülmeye başlandı. Bagapş geçen seneki yeniden seçiminin öncesinde, ideolojik bir gruplaşmadan çok Putin’in güce ulaşmasındaki basamak olarak hizmet eden Birleşik Rusya’sına (ç.n. Yedinaya Rossiya) benzer bir şekilde Birleşik Abhazya isimli yeni bir parti kurdu. Seçim sonuçları yani Hacımba’nın karşısında kazandığı zafer de, ilk turda %61’lik oy oranıyla Rusya’da yaşamış herhangi biri için oldukça tanıdık (?) bir durumdu.
Şuana değin, Moskova’daki politik manzarayı mahveden şiddet Abhazya’da görülmedi, ancak gazeteciler kuzeyden esen rüzgarı hissetmekteler. Abhazya’nın gerçekten bağımsız tek gazetesi Çegemskaya Pravda’nın editörü Inal Khashig, Bagapş’ın iki yakını tarafından ona saygısızca davrandığını düşünmelerinin ardından ıssız bir sahile götürülüp tehdit edildi.
Abhaz gazeteciliğinin küçük dünyasında bu olay, Anton Krivenyuk’un akıbeti kadar olmasa da büyük bir sansasyon yarattı. İhtiraslı ve kendinden emin bir muhalif gazeteci olan Krivenyuk, bir Rus sitesinde Bagapş’ın Rusya’ya yönelik politikasını eleştirerek hükümeti çileden çıkardı.
Krivenyuk’un hükümetin yozlaştığına dair güçlü imaları ilkin Bagapş’ın sözcüsünden gelen öfkeli bir telefona, daha sonra savcıdan gelen bir çağrıya, sonra kendisine karşı kriminal bir davaya, son olarak da başkana iftira etmekten bir mahkumiyete sebep oldu.
Beraber Karadeniz’e yukarıdan bakan bir mesire yerinde otururken Krivenyuk şöyle dedi: “Bunun niye gerekli olduğunu anlamıyorum. Büyük bir gürültü çıkardılar ve şimdi ismim her yerde. İnsanlar arabalarını durdurup elimi sıkıyorlar. Yaptığım sadece segodnya.ru’da bir makale yazmaktı ve az sayıda insan bunu okudu. Şuan herkes biliyor.”
Krivenyuk ekledi: “Basın bu aşamada hükümetten bağımsız ve şunu kabul etmelisin ki buradaki mantalite Rusya’dakinden farklı. Onlar Rus modelini kopyalıyorlar ancak bizim farklı bir ülkede yaşadığımızı ve bunun burada işe yaramayacağını anlamıyor gibiler.”
Krivenyuk’un iyimserliği ancak kısa bir süre devam etti. Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyan diğer ülkeler Venezuela, Nikaragua ve minik Nauru çok uzaktalar ve Abhazya’nın tek gerçek dostu Rusya. Bu şu demek; Rusya’nın nüfuzu yalnız büyüme yönünde eğilim gösterebilir ve 1993’den beri tesis edilen yasalar ayakta durmak için bu büyüme ile mücadele edecek.
Krivenyuk devam etti: “Bagapş Sovyet metotlarıyla çalışıyor. Ve burada fakir bir halk var, birini 1998 model bir Mercedes ile satın alabilirsin.”
“Eğer Abhazya’da bizi Batıya daha çok benzetecek bir rekabet olmazsa, daha açık mahkemeler, daha açık bir toplum yaratmanın herhangi bir yolu yok ve bu kötü. Yalnızca bir sınırın açık olması iyi bir şey değil”.
Birçok Abhaz Batı ülkelerinin bağımsızlık iddialarını ciddiye almamalarına sinirliler. Abhazların hepsi, Abhazya’nın nasıl Rus imparatorluğuna katıldığını ve Sovyetler Birliği’ne – Gürcistan’ın bir parçası olarak değil- ayrı bir birim olarak katıldığını yani devlet iddiasını destekleyen tarihsel argümanları biliyorlar ve batının buna kulak vermeyişine şaşırıyorlar.
Dima Palba adında bir arkadaşım, yorgun bir mizah ile bir kaç içkinin ardından kendi planını ortaya koydu.
Dima ters bir mantık ile: “Britanya’ya savaş ilan etmeli ve hemen teslim olmalıyız. Böylece Britanya imparatorluğunun bir parçası olabiliriz” dedi. Ve ekledi: “Ama tabi ki, muhtemelen bunu yapsak bile bizi göz ardı ederdiniz ve biz Rusya’ya gittikçe daha çok benzemeye başlayacağız.”
Dima, bana Rusya ile paralellikleri göstermeye başladığı anda argümanı aşikar hale geldi. Abhazya, Ermenistan ya da daha çok Gürcistan gibi aşağı yukarı bir tek etnikli bir ülke değil. Abhaz’dan çok Abhaz olmayan yaşıyor ülkede ve bu açıdan Abhazya Rusya’daki otonom cumhuriyetlerden birini andırıyor.
Abhazların tek etnik akrabası -Çerkesler- Güney Rusya’daki üç otonom bölgeye dağılmış durumda. Bunlardan ikisinde, Adıgey ve Karaçay-Çerkesya’da Çerkesler azınlık, aynı Abhazların Abhazya’da olduğu gibi. Kremlin’deki resmi ziyaretlerde Bagapş’ın bu yerel liderlerin yanında yer tutacağı günü görmek için çok hayal kurmaya gerek yok.
Bu bölgelerden üçüncüsü Kabardey-Balkar’da yaşayan Çerkesler, Rusya’nın 1739’da bağımsız olarak tanıdığı en son dağlı halk. Bagapş’ın Putin’i ve hükümetini kucaklamasını sorgusuz sualsiz kabul etmeden, Abhazlar bu Çerkeslerin akıbeti hakkında iyice düşünecek kadar tedbirli olmalılar.
Rusya, özgürlük vaat ettiği Kabarda’ya askerlerini yolladı ve bütün muhalefeti ezdi geçti. Bugün dünyadaki Çerkeslerin %90’ı atalarının kesin mağlubiyetten sonra akıp gittikleri orta doğuda (ç.n. Türkiye ve Ortadoğu) yaşıyor ve bağımsız Kabarda hafızalardan silinip gitti. Resmi tarih, pankartlar ve televizyon Kabarda’nın 450 yıldır Rusya’nın bir parçası olduğunu iddia ediyorlar.
Batılı güçler, Gürcü bir Abhazya için var olan ulaşılmaz taleplerinin ters etkili olup olmadığını merak etmeliler. Belki de, bağımsız bir Abhazya, Rus bir Abhazya’dan daha iyidir.
Oliver Bullough, 16 Nisan 2010
Oliver Bullough IWPR Kafkasya editörüdür. “Let Our Fame be Great (Bırakın Şöhretimiz Büyük Olsun): Kafkasya’nın muhalif insanları arasında seyahatler” adlı kitabı Birleşik Krallık’ta Allen Lane tarafından basıldı. Ayrıca, Basic Books tarafından Ağustosta ABD’de yayınlanacak.
Kaynak: OpenDemocracy

Çeviri: Shumaf Sencer

Bir cevap yazın