Dünya’da Abhazya hakkında bilgi sahibi kaç kişi vardır? Belki daha çok Kosova karşıtı bir tutum üzerinden de olsa Kosova ile karşılaştırılabilir. Nasıl ki Rusya bağımsız bir Kosova’yı tanımakta isteksiz davranıyorsa, Batı da Abhazya’yı tanımayacaktır. 200.000 civarında Abhaz, Rusya ve Gürcistan arasında çok zor bir durumda kaldı.
Abhazya, Rusya İmparatorluğu’na 19. yy’ın başlarında katılmış olan antik bir krallıktır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, bağımsız Gürcistan’ın bir parçası haline geldi. 1990’ların başlarında Gürcistan ile yaptıkları savaşın sonunda ise bağımsızlığını ilan etti. 2008’de gerçekleşen Rusya-Gürcistan Savaşı’ndan sonra, Rusya Abhazya’yı bağımsız bir bölge olarak tanıdı ve Gürcistan’a karşı askeri koruma altına aldı. Fakat Beyaz Rusya da dahil olmak üzere, eski Sovyet ülkeleri bile Abhazya’yı tanımadı.
Ve şimdi, tekrar ziyaret ettiğimde anlıyorum ki; bu ülke bir eşkiyanın kötü bakışlarına değil, bir insanın suretine sahiptir. Abhazya’nın sorunu, bağımsızlığını ilan etme nedenlerine kulak verecek ya da “bağımsızlığı tanınmayan” devletinin demokratik ilkelerini değerlendirecek uluslar arası kamuoyunu sağlayamamaktır.
Abhaz politikacılar, Gürcistan’la yeniden bir araya gelmek hususundaki her türlü fikre karşı duruyorlar. Stalin rejimi altında ülkelerinin maruz kaldığı vahşi “Gürcüleştirme” politikası, Tiflis’in küstahlığı ve dillerine uygulanan yasak hatırlarına geliyor. Abhazya hiçbir koşulda, tekrar Gürcü egemenliği altına girmeyecektir. Gürcistan ile yapılan savaş binlerce Gürcü’nün mülteci olmasına neden oldu ve bu sorun hala çözülmemekle beraber, çözülmesi de muhtemel görülmüyor. Peki ne yapılabilir? Abhazya’yı tekrar Gürcü egemenliğine girmeye zorlamak veya Abhazya’yı tanımamakta ısrar ederek hiçbir sorun yokmuş gibi davranmak mı?
Abhaz-Gürcü Savaşı’nda Kremlin’in rolünün belirsizliğine karşın; Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin’in taraf seçme konusunda kararsız kalmasıyla beraber eski Sovyet ülkeleri Abhazya’yı kuşatma emri verince, Rusya en sonunda Gürcistan’a olan düşmanlığının da etkisiyle, ülkeyi gözetimi altına aldı. Burada Rus ordusunun varlığı oldukça belirgindir. Sahilde yürüdüğünüz zaman, Rus savaş gemilerini görebilirsiniz. Tüm uluslar arası bağlantılar Rusya vasıtasıyla gerçekleşiyor.
Peki Abhazya’nin şu anki durumu nedir? Rusya tarafından yavaş yavaş tüketilen, kendisine göz dikilmiş bir toprak parçası mı yoksa acil tedbir veçhile Rusya ile yakın ittifakı kabul etmiş bağımsız bir ülke mi? Bence ikisi de değil. İnsanlar, Rusya tarafından yönetilmeye razı olmayacak kadar bağımsızlıklarına düşkün olmakla beraber, bağımsızlıkları üzerinde sağladığı garanti için Rusya’ya gerçekten minnettarlar.
Abhazya şu an başka bir kritik dönemden daha geçiyor. Cumhurbaşkanı Seygey Bagapş, Mayıs ayında Moskova’da beklenmedik bir şekilde vefat etti. Çoğu komplo teorisinin aksine, Bagapş’ı kukla olarak nitelendiremeyiz. Sadece Abhazya değil, Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’da siyasi karışıklık yaşanan diğer bölgelerin de Moskova ile olan ilişkileri her zaman için karmaşıktır. Şamil Basayev, Abhazya’nın Gürcistan’dan bağımsızlığı kazanması için çok şey yapmıştır ve bu hem Moskova hem de Tiflis’tın hatırında olan bir gerçektir.
Abhazya’da başkanlık seçimleri 26 Ağustos’ta yapılacak. Özgür ve adil olacağı vadediliyor. Bir sonraki cumhurbaşkanı olması muhtemel olan cumhurbaşkanı vekili Aleksander Ankvab ile Abhazya’nın kalkınma konusundaki beklentileri hakkında konuştum.
Ankvab Rus yanlısı tutumunu saklamıyor. Rusya-Gürcistan savaşından sonra nihayet yastığının altında Kalaşnikof’la uyumaktan vazgeçtiğini söylüyor. Mevcut başbakan Sergey Şamba gibi diğer politikacılar da Moskova’ya yakın isimler. Fakat bu Rus yanlısı görüşler çeşitlilik gösterebiliyor. Bence Rusya zayıf bir halkadan ziyade güçlü bir Abhaz cumhurbaşkanı istiyor. Fakat Moskova’dan gelen sinyaller oldukça karmaşık. Abhazya, Rusya’yı tehditten ziyade müttefik konumunda tutacak politikalar geliştirmek için politik dirayete ve ustalığa ihtiyaç duymaktadır. Ankvab Batı ile ilişkiye geçmenin kritik bir önem taşıdığını vurgularken, “bağımsızlığı tanıma olmaksızın dayanışma” fikrine şiddetle karşı çıkıyor. Avrupa’nın, Abhaz öğrencilerin Batılı değerleri daha iyi özümseyebilecekleri Avrupa üniversitelerine girişlerini neden sınırladığını anlamıyorum. Eğer Abhazya Gürcistan egemenliği altına girmeyecekse, Abhazya’nın politik gelişimini engellemek ve yeniden Rus egemenliği altına girmeye mecbur bırakmak ne ölçüde akıllıcadır?
Halen Gürcistan Savaşı’nda kaybettiklerinin sarsıntısını yaşayan ve ülkenin yaşamsal öneme sahip tarımsal altyapısını yavaş yavaş eski haline getirmeye çalışan Abhazların, Dünya’dan dışlanmış gibi hissetmemelerini sağlamak için mümkün olan her şey yapılmalıdır.
Abhazya asla yok edilemez. Yaşama güçleri, espri anlayışları ve dini derinlikleriyle Abhazlar, jeopolitik durum aleyhlerine dönse bile, bu durumun kendi hatalarından kaynaklanmayacağının farkındalar.
Gürcistan henüz Abhazya’nın bağımsızlığını kabullenmemiş olsa da; Gürcüler kalkınma yolunda Batılı bir politika kullanma kararlarının kuzeydeki dev komşusunun tahammülünü nasıl zorladığını gayet iyi biliyorlar. Bu doğanın ve politikanın kanunudur ki büyük balık, daha önce kendinden daha küçük bir balığı avlamış olan küçük balığı yutmak için zaman kollamaktadır. Bu ilkel politik Darwinizm’den kurtulabilir miyiz? Sadece Abhazya’nın Avrupa’ya doğru kademeli yaklaşımı, Gürcistan’la uzlaşmasını kolaylaştırabilir.
Victor Erofeyev
21 Temmuz 2011 / The New York Times
Çeviri: Dilek Soykuvvet
* Victor Erofeyev Rus yazar ve televizyon sunucusudur. Makale Rusçadan “The International Herald Tribune” tarafından İngilizceye çevrilmiştir.
Comments
No comment