T.C Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a Açık Mektup

Sayın Başbakan,

16 Eylül Cuma günü, Zeytinburnu’da gündüz gözüyle araç ve yaya trafiğine açık kalabalık bir caddede gerçekleştirilen saldırıda üç Çeçen sığınmacı daha katledildi.  Daha önce 2008 ve 2009’da gerçekleştirilen saldırılarla birlikte bugüne değin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde katledilen Çeçen sığınmacı sayısı altıya çıkmış oldu.   Can güvenliklerini Türkiye Cumhuriyeti’ne emanet etmiş insanlara yönelik bu saldırılar, Türkiye Cumhuriyeti’nin demoktarik değerlerine, devlet yapısına ve “güvenli ülke” algısına zarar verir bir niteliktedir. Maktüllerin kimliği ve geçmişi saldırının gerçekleştirilme biçimi ile birlikte dikkate alındığında, kamuoyu  bu cinayetleri haklı olarak,  siyasi nedenlerle gerçekleştirilmiş  yargısız infazlar olarak görmektedir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin,  12 Eylül  2004’te yaptığı açıklamada “Teröristler inlerinde imha edilmeli.  Eğer gerekiyorsa onlara yurtdışında da yetişebilmeliyiz” şeklinde konuşmuştu. Bu tarih üzerinden çok da uzun bir süre geçmeden farklı ülkelerde Çeçen sığınmacılara yönelik tehditler artmaya başladı.  Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında  çok daha az sayıda sığınmacı ikamet ediyor olmasına rağmen, saldırıların Türkiye’de yoğunlaşması dikkat çekicidir.  Ülkemiz sınırları içinde, Rus ishtibaratının pervasızlık boyutuna ulaşmış bu hareket serbestisi Türkiye-Rusya ilişkisinin niteliği üzerinde de soru işaretleri oluşturmaktadır.

Çeçen sığınma kamplarında 10 yıla yakın bir süredir sosyal dayanışma ve hukuk faaliyetleri yürütmeye çalışan Kafkasya Forumu ,  güvenlik birimlerinin tavrında ihmali aşan bir kasıt olduğu kaygısı taşıyor. Kafkas diasporası’nın da önemli bir kesiminde oluşan soru işaretlerini sizinle ve Türkiye kamuoyu’yla paylaşma amacımız, hükümetinizi bir vicdani muhasebe yapmaya davet etmek ve bir an önce gerekli önlemleri almanız çağrısını size duyurabilmektir:

1-   Susturucu kullanılarak birden fazla kişinin katledildiği bu profesyonel saldırıyla, asayiş şube müdürlüğünün ilgileniyor olması olayı adi bir cinayet vakıasına indirgemeye yönelik bir iradeyi yansıtıyor.  Gerek iç gerekse dış pek çok bağlantı gerektiren suikasti açıklığa kavuşturulabilmek için,  Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve MİT’in koordinasyon içinde çalışması gerekiyor.  Tutumunuz kamuoyunun saldırıların engellenmesi ve sorumluların cezalandırılması umudunu zayıflatırken, saldırının arkasındaki ilişkiler ağını çözme azminiz üzerinde kuşku uyandırmaktadır.

2-    Emniyet güçleri şimdiye kadar gerçekleştirilen saldırılar ardından sonuç almaya yönelik hiç bir adım atmadığı gibi, Çeçen sığınmacıları hiç bir ilgileri olmadığı halde kriminal gruplarla ilişkilendirecek bir dezenformasyon süreci işletiyor. Şimdiye kadar gerçekleştirilen her saldırı ardından medya aracılığıyla, kurbanların geçmişi üzerinde şaibe yaratılmak istendi. Son saldırı ardından da aynı yöntem uygulanmak istendiyse de, saldırının gündüz gözüyle açık bir alanda gerçekleşmesi ve tanıkların fazlalığı sebebiyle bu defa dezenformasyon denemeleri başarısız oldu. Saldırı ardından henüz cenazeler dahi kaldırılmadan, kurbanların evine yönelik baskın ve aramaları bu çerçevede değerlendiriyoruz.  Emniyet güçlerinin, saldırıların kamu vicdanında yarattığı etkiyi hafifletmeyi hedefleyen bu tutumu Çeçenler’i açık hedef  haline getirmektedir.

3-   Saldırıdan önce kurbanlar, takip edildiklerini emniyet birimlerine bildirmiş olmasına rağmen kurbanları korumaya yönelik hiç bir önlem alınmadı. Daha önce gerçekleştirilen saldırılara  rağmen gösterilen bu kayıtsızlık kuşku uyandırıcıdır.

4-   Çeçen sığınmacılar Türkiye’de hiç bir statüye sahip olmadan uzun yıllar yaşadıktan sonra ne resmi ne de pratik olarak hiç bir anlamı olmayan bir geçici ikamet belgesi alma hakkı edindiler. Pratikte adres bildiriminden başka hiç bir anlam ifade etmeyen bu belgeyi taşımayan sığınmacılar yabancılar şubesinde uzun ve sıkıntılı bir gözaltı sürecine sokuluyorlar. Bir başka deyişle  sığınmacılar, devletten hiç bir hizmet almadıkları halde adres bildirimine zorlanıyorlar. Güvenlik açısından bu uygulama anlaşılabilir olsa da,   suikast zincirinin ikamet belgelerinin dağıtımı ardından başlaması belgelerin veriliş şekli ve adres bilgilerinin ne denli güvende olduğu sorusunu beraberinde getirmektedir.

5-    Ülkede bulunmaları hiç bir siyasi faaliyette bulunmama koşuluyla kabul edilen sığınmacılara yönelik bu saldırılar karşısında, hükümetinizin şimdiye dek hiç bir açıklaması söz konusu değil. Ayrıca sığınmacıların hiç bir statüye sahip olmadan karşı karşıya kaldıkları, sosyal ve yaşamsal sorunlar insani kriz olarak tarif edilebilecek bir durumdadır.  Bu konuda da hükümetinize yöneltilen soru önergeleri ciddiye alınmıyor. Aynı şekilde AB parlementerlerinin çeşitli girişimleri de yine hükümetinizde karşılık bulmuyor.  İstedikleri üçüncü bir ülkeye gitmek dahil pek çok seçenek sunabileceğiniz insanlarımıza yönelik duyarsızlığınız, size bağlı kurumların yukarıda saydığımız tavırlarıyla birleştiğinde ortaya vahim bir tablo çıkmaktadır.

Sayın Başbakan,

Başında olduğunuz hükümetin yönettiği Türkiye Cumhuriyeti’ne  hayatından kaygı duyarak göç eden ve sınırlarınız içinde otoritenize güvenen insanların can güvenliğini sağlayamadınız.  Emniyet birimlerinden yapılan oyalayıcı açıklamaların niteliği ve doğru kurumların meseleyle ilgilenmiyor oluşu, hükümetinizin bu konuda bir adım atmaya niyeti olmadığı düşüncesini güçlendiriyor.

Ortadoğu’da izlediğiniz politikayı anlatırken sıklıkla vurgu yaptığınız demokratik değerleri ve  vicdanlara hitap eden söyleminizi size bir başka meselede hatırlatmak zorunda kalışımız, tutarlılığınızı ve savunucusu olduğunuz değerlere bağlılığınızı gölgeliyor.  Filistin ve Çeçenistan sorunlarını vicdanınızda nasıl bir hiyerarşiyle ele aldığınızı sorgulamak istemiyoruz. Ancak silahsız insanları sınırlarınız içinde  katleden Rusya Federasyo’nuna  ve sıklıkla görüştüğünüz, arkadaşım dediğiniz Vladimir Putin’e  söyleyecek bir çift lafınızın olmayışı bütün bu soru işaretlerini güçlendirmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı milyonlarca Kafkasyalı’nın süreci yakından takip ettiğini size ve hükümetinize hatırlatmak istiyoruz. Gerekli önlemleri almakta geciktiğiniz her an bu sorgulama sürecinin daha da derinleştiğini, benzeri bir saldırıya artık tahammülümüz kalmadığını dikkatinize sunarız.

Saygılarımızla
Kafkasya Forumu

Bir cevap yazın