Daha önce de belirttiğimiz gibi, tüm dünya tarihi bakımından da bir kırılma noktası oluşturan, yoğun ve karmaşık olaylarla dolu bu yıllarda, hiç bir olay, akla kara gibi tek renkli ve tek yönlü olmamıştır. Ama hiç bir demogoji de Kafkasya halklarının bu yıllarda aralarındaki kardeşlik ve birlik duygularını –daha fırsat buldukları ilk günlerde- açıkça ve örgütlü bir şekilde ortaya koydukları ve bu birliği tüm olumsuz dış koşullara ve dışarıdan gelen ideolojik ve silahlı tüm saldırılara karşı var güçleriyle savundukları gerçeğini değiştirmez. Kafkasya Dağlıları Birliğinin yedi yıldızlı bayrağı o günlerde olduğu gibi günümüzde de Kafkasya Halklarını ve sürgünde yaşamakta olan tüm duyarlı insanlarımızı bir araya getiren tek ulusal sembol olmayı sürdürmektedir. O bayrak, bizim bayrağımız, 1990’lı yıllarda Abhazya ve Osetya’nın güney bölümünde de “Kafkasya Halkları Konfederasyonu” hareketinin resmi sembolü olarak dalgalandı ve yıldızlarını Abhazya Bağımsız Cumhuriyetinin bayrağına da verdi. Abhazya’da ve Çeçenya’da can veren bir çok bilinçli insanımız, yalnız bu bölgelerimizin kurtuluşu için değil, tüm halklarımızın geleceği, ülkemizin birliği ve kardeşliği için de canlarını verdiler.
Kafkasyalılar, ister anayurtlarında, ister diasporada ve yabancı ülkelerde olsunlar, bir olmaya, birlikte olmaya, bir elin parmakları gibi olmaya sadece mecbur değil adeta mahkumdurlar. Bunun aksini savunanlar ise bizim ancak düşmanımız olabilir ve bir Kafkas atasözünün de dediği gibi “Düşmanlarımızın dostları da bizim düşmanlarımızdır.”, unutmayalım.
Kuzey Kafkasya Cumhuriyetinin Bakanlar Konseyi Başkanı Pşimaho Kotse, Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Parlamentosu’nun 20 Ocak 1919 günündeki oturumunda yaptığı konuşmada şöyle diyordu :
“Bundan sonra omuz omuza, hedefimize doğru birlikte yol alacağız. Önümüzde çok zor sınavlar ve engeller var, genciz, deneyimlerimiz yetersizdir. Kim bilir, belki de birliğimiz bu mücadeleye dayanamaz ve baskıların üstesinden gelemez, bunu Allah bilir. Ama bizler ölsek bile teslim olmayacağız. Oluşturduğumuz bu birliği parçalatmayacağız, genç ve yeni de olsa bu beraberliği korumaya kararlıyız. Birliğimize, bütünlüğümüze karşı çıkanlara ödün vermeyecek ve hep birlikte direneceğiz. Dört bir yanımızda kavga, savaş ve mücadele sürmektedir, her yanda kargaşa ve anarşi görüyoruz. Kan dökülmektedir ve genç devletimizin gemisi, belki de bu fırtınalar arasında kaybolup gidecektir. İşte bunu önlemek ve yaşayabilmek için boy ve milliyet kavgalarına son vermeli, kişisel hesapları bırakmalıyız. Ben genç hükümetimizin başı olarak Birlik Konseyi(Parlamento)’nin üyelerini selamlıyor ve genç cumhuriyetimizin geleceği için ortak çalışmalar ve sıkı bir işbirliği yapacağımıza inanıyorum… Yaşasın Kafkasya Dağlıları Birliği! Yaşasın genç Parlamentomuz!(Alkışlar)”
Parlamentonun ikinci gün görüşmelerinde söz alan Abhazya yöresi temsilcilerinden Tumanov ise şöyle demişti :
“Kafkas Dağlıları için tarihsel bir önem taşıyan bu günlerde çok mutluyum. Kan kardeşiniz Abhaz halkının hükumetinin (Abhaz Halk Konseyi’nin) bir üyesi olarak, Kafkasya’nın imha ve zulmedilen Dağlı Halkları birleştiren yüksek organ olan Birlik Konseyi’nin üyelerini tüm Abhaz halkı adına selamlıyorum. Biz Abhazlar, diğer Dağlıları kanı ve canı bir öz kardeşlerimiz sayıyoruz. Bizi birbirimizden ayıran ve bizim için ciddi bir engel olan sert Kafkas Dağları, burada kardeşlerin birliğinin kurulduğu, iktidarının oluşturulduğu şu andan itibaren bize artık korku vermiyor. Bu engel zayıflıyor ve biz Abhazlar, kendimizi kardeşlerimiz olan diğer Dağlılarla ayrılma bir şekilde bağlanmış hissediyoruz. Tüm diğer Dağlı Halkları gibi özgürlüğüne düşkün olan Abhaz halkı da bize mutluluk verecek olan özgürlüğü uzun zamandır bekliyordu. Fakat mutluluk ve özgürlüğün, Tanrı bilir kim tarafından ve ne gayeyle yaratılan anarşiyle boğulduğu bu günleri hiç beklemiyordu. Buraya gelirken artık özgür olamayacağımızı, özgürlüğün artık öldüğünü düşünüyordum. Fakat burada olanları görünce, Parlamentomuz açılırken duyduğum yüce duygular karısında, özgürlüğümüzü ölmediğini, henüz var olduğunu, kaynaşmış dağlı halklarla sıkı bir birliktelik içinde olursak onu koruyabileceğimizi anladım. Abhazya’ya geri döndüğüm zaman halkıma, kardeşlerime diyeceğim ki, özgürlük yaşıyor, o ölmedi ve halkımda uyumakta olan daha iyi bir gelecek umudunu uyandıracağım. Birliğimizde bize de yer verdiniz, bizi, akrabanız olan Abhazları da unutmadınız. Bizim temsilcimiz de, kurulunuzla birlikte Kafkasya dağlı halkları adına Paris’teki Dünya Barış Konferansı’na gitti. Biz buna çok önem veriyoruz. Bu davranışınız bizim için çok değerlidir ve Abhaz halkı bunu unutmayacaktır. Şu anda Abhazya, Gürcü Hükümeti’in boğucu baskısı altında acı çekiyor. Fakat Abhazya geleceği için mücadele edecek, bu boğucu baskıların sarmalından kurtulacak ve siz dağlı kardeşlerine kavuşacaktır. Ümit ediyorum ki birlikte, el ele, Kafkasya’nın dağlı halklarını birleştiren mutlu bir yaşam kuracağız. Ben, Abhaz halkının temsilcisi olarak Birlik Konseyi’ni selamlıyor ve çalışmaları için en iyi dileklerimi sunmayı ve bir borç biliyorum. Yaşasın birliğimiz ve herkesin umutla baktığı genç Parlamentomuz. O bizi gerçeğe ve daha iyi bir yaşama götürecektir. Yine umut ediyorum ki o bizleri, kardeş halklarımızı kaynaştıracak ve bizler birbirimize ellerimizi uzatarak sevinç ve mutluluk içinde yaşayacağız.
Yaşasın Kafkasya Dağlı Halkları birliğinin genç hükümeti!
Yaşasın can ve kan kardeşi birleşik dağlı (Kafkas) halkları! “
Yetmiş yılı aşan bir baskı ve yalan dönemini arkada bıraktıktan sonra; günümüzde bile zorla ilhak edilmiş olduğu Rusya Federasyonu’nun en az gelişmiş ve en fakir yörelerinden biri halinde bulunan Kafkasya’yı, sırf güttüğü Kafkas kardeşliği ve birliği politikası nedeniyle ve tüm Kafkas silahlı desteğiyle ayağa kalkan ve bayrağında Kafkas Birliği’nin “Yedi yıldız”ını onurla taşımayı sürdüren Abhazya’mızı, Rusya yönetimini propaganda ve provakasyonları sonucu en başta kendi kardeşleri olmak üzere kimseden destek görmeyen ve kan içinde yüzen Çeçenya’mızın durumunu da gördükten sonra, bugün de Abhazya temsilcisi Tumanov’un yukarıdaki sözlerini altına imzasını atmayacak aklı başında bir Kafkasyalı acaba mevcut olabilir mi?
Kafkasya halklarının arasında yüzyıllardan beri zaten var olan, fakat uzun yıllardan beri de sömürgeciler tarafından baltalanan birlik ve kardeşlik duygularını, hem Kafkasya’da, hem de Diaspora’da daha da güçlendirmeliyiz. Buna karşı çıkan ve halklarımız arasında bozgunculuk yapan bazı zavallılar ise, ancak halkımızın düşmanları, ya da düşmanlarımızın bilinçli veya bilinçsiz yardakçıları olabilirler.
Dinleyicilerimi saygıyla ve kardeşçe duygularla selamlıyorum.
(*) Birleşik Kafkasya Derneği (İstanbul) tarafından 6 Mayıs 2007’de Bakırköy Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti ışığında Kafkasya’nın bugünü” konulu konferansa sunulan bildirinin tam metnidir. Konferansa S.E. BERZEG’ten başka Dr. Alexander Toumarkine, Prof. Dr. Hmet Murtazali (yev), Yrd. Doç. Dr. Mithat Çelikpala, Doç. Dr. Ömer Faruk Ünal, Dr. Burcu Gültekin, Yazar Cem Kumuk da katılarak bildirilerini sunmuşlardır.
Comments
No comment