İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın kurumuna yönelik uluslararası komplo iddialarını dillendirdiği bir söyleşisi, 3 Ocak 2014 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayınlandı. Yıldırım bu söyleşide kendisini hedef alan İsrail güdümlü bir suikast timinin varlığından bahsederken, Medet Önlü suikastını da paralel bir gücün gerçekleştirdiğini ifade etti. Suikastın üzerinden aylar geçtikten sonra, bilgisi olduğunu iddia etmesine rağmen şimdiye dek suikastın aydınlatılması yönünde yetkilileri bilgilendirmek adına hiçbir adım atmayan Yıldırım’ın bu ifadeleri, açıkça kamuoyunu yanıltmakta, failler ve suç ortaklarıyla ilgili şaibe yaratmaktadır.
Hatırlanacağı gibi Medet Önlü, 22 Mayıs 2013’te, Ankara’daki ofisinde uğradığı bir suikast ile katledildi. Ofisinin bulunduğu apartmana suikastten kısa bir süre önce tesadüfen monte edilmiş bir kameranın görüntüleri ve Önlü’nün kişisel günlüğünde bulunan bilgiler sayesinde tetikçi, suç ortağı ve azmettirici kesin olarak tespit edildi. Buna göre azmettirici Rizvan Esbulatov, Rusya Federasyonu vatandaşı bir şahıs ve Rusya yanlısı Çeçen Başkan Ramzan Kadirov ile bağlantılı olduğu düşünülüyor. Türkiye’den kiraladığı tetikçi Murat Aluç ve onun suç ortağı Ömer Peltek ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Bu kişilerden bazıları olayın hemen sonrasında gözaltına alınmış olsa da delil yetersizliği sebebiyle serbest bırakıldı ve hemen “kayıplara karıştı”.
Medet Önlü Suikastı,
* Uluslararası boyutlarına rağmen Hükümet’in hiçbir açıklama yapmadığı,
* Tamamı tespit edildiği halde faillerin hiçbirinin şu ana kadar yakalanmadığı,
* Bir kısmının ilk etapta gözaltına alındığı halde şaibeli bir şekilde serbest bırakıldığı,
* Yetkililerin görevini yapmaktansa Önlü’nün yakınlarını oyalayarak konuyu kamuoyu gündeminden uzak tutmaya çalıştığı ve,
* Bizzat siyasi irade tarafından örtbas edildiğini düşündüren
bir sürecin içindeyken, İHH Başkanı’ndan gelen bu açıklama son derece kuşku uyandırıcıdır.
Türkiye, devlet aygıtının paramparça olduğu bir dönemden geçiyor. Çok merkezli bir güç savaşının içinde bloklar dağılıp yenileri kuruluyor. Tarafların birbirini suçlamak veya biraz daha meşruluk kazanmak adına her türlü araca başvurduğu, bütün toplum kesimlerine ulaşmaya çalıştığı bir ortamdayız. Bülent Yıldırım ve başkanlığını yürüttüğü İHH, artık açıkça bu güç çatışmasının bir parçası haline geldi.
Ortada en azından bir haklının bulunduğundan dahi emin olamadığımız bu süreçte, güç odaklarından herhangi birinin yanında yer almayı reddediyoruz. Ancak, son iktidar döneminde karşı karşıya kaldığımız ve takipçisi olacağımızı söylediğimiz faili meçhul cinayetlerin, yine bu güç odaklarınca malzeme edilmesine sessiz kalacak değiliz.
Suikasta dair bilgisi olduğu izlenimini vererek ve suikastı İsrail odaklı bir gruba havale ederek Bülent Yıldırım açıkça,
– Medet Önlü, ailesi ve toplumunun yaşadığı mağduriyet üzerinden meşruluk çalarak Vicdan’ı
– İşlenmiş bir cinayetin faillerini çarpıtarak Hukuk’u
– Hükümet’in bu cinayetlere karşı sessizce onaylayan tavrını örtbas ederek Ahlak’ı
ayaklar altına almıştır.
İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ı, derhal içine düştüğü yanlıştan sıyrılmaya, kamuoyunu yanıltmaktan, yetkilileri yanlış yönlendirmekten vazgeçmeye, Medet Önlü’nün hatırasından, ailesinden ve uğruna mücadele ettiği halkından özür dilemeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Kafkasya Forumu
09.01.2013
Comments
No comment