Ürdün’de Başarılı Azınlığın Bir Sembolü Olarak Çerkes Muhafızlar

Monarşinin kuruluşundan beri Ürdün krallarına hizmet etmiş olan Çerkes muhafızlar hala bu çöl ikliminde siyah yün şapka, kırmızı pelerin ve deri botlar gibi geleneksel giysilerini kullanmaktadırlar.

Associated Press, muhafızların dünyasına kamera arkasından bakma imkanı yakaladı. Yayınladığı bültende yukarıda sözü edilen kraliyet muhafızlarının, mezhepsel gerginliklerin yoğun yaşandığı bir bölgeye ait bir azınlığın başarısı olduğunu işaret etmektedir.

Çerkesler, esas olarak Arap olmayan Müslüman bir etnik gruptur. Anavatanları Karadenizin kuzeydoğu kıyıları boyunca Kafkas Dağları’nın eteklerinde yer alır. 19.Yüzyıl ortalarında Rus saldırıları sonucu bir kısmı Ortadoğu ülkelerine göç etmiştir.

Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Organizasyonu’na göre dünyadaki 3.7 milyonluk Çerkes nüfusunun 100.000’i Ürdün’de yaşamaktadır.

1923’teki ilk başbakan ve 1993’te seçilen ilk kadın milletvekili Çerkes’ti. Bunun dışında bakanlar, büyükelçiler, Hava Kuvvetleri, Ordu ve İstihbarat teşkilatı içerisinde önemli mevkilerde bu azınlığa mensup kişiler mevcuttur.

Çerkes yemekleri Ürdünlüler tarafından da benimsenmiş olup, Amman’daki Çerkes lokantasında ceviz, sarımsak ve arpayla yapılan yemek popülerdir. Siyah-beyaz mermerleriyle ünlü Abu Darwish Camii bir Çerkes beyinin gayretleriyle inşa edilmiş olup Amman’ın en önemli yapılarından biridir.

Bugün Çerkes Muhafız Kıtası Amman’daki Kraliyet Malikanesi dahilindeki Basman ve Raghadan Sarayları’nda görev yapmaktadır. Buckingham Sarayı’ndaki muhafızlar gibi büyük ölçüde törensel görevler üstlenirler. Kraliyetin güvenliği gerçekte askeri birimlerce sağlanır.

Sarayda 14 muhafız, taş sütunlar ve çam ağaçları altında uygun adım yürüyüşler yaparak gelen ziyaretçi ve devlet adamlarını Kral II.Abdullah’a, kardeşi Prens Faysal’a ve tahtın varisi 21 yaşındaki Prens Hüseyin’e takdim ederler.

Tüm bu muhafızlar Gazi Bilal Qala tarafından özenle seçilmişir. Bilal Qala 65 yaşında olup ömrü boyunca Kral Hüseyin ve mevcut monarşinin koruma görevini yaptıktan sonra geçen yıl emekli olmuştur.

Qala 42 yıldır görev yaptığını, muhafızları bir memur olarak değil evlatları gibi gördüğünü ve onlara bu şekilde davrandığını, saygıyı temel alarak hareket ettiğini söylüyor.

Ürdün’deki birçok Çerkes arasından seçilen adaylar 8 ay sürecek öz savunma, güvenlik, saray protokolü ve askeri teknik eğitimlerine katılırlar.

Özel üniformaları gümüş ve deriyle süslenmiş, göğsün hizasında bulunan 16 dekoratif fişeklik içerir. Geleneksel olarak bir fişeklikte, tustaklık halinde kendini öldürmek veya kılıçtaki oluğa dökmek üzere zehir bulundurulur. Diğer bir fişeklikte ise beslenmek için bal bulundurulur.

Muhafızlar iki törensel kılıç kuşanırlar, uzun olanı şaşka-üzerinde Arapça “Eğer Allah size yardım ederse hiç kimse sizi yenemez” yazar- ve kısa olanı kama olarak adlandırılır.

Qala üniformanın eskiden kalma bir savaş kıyafeti olduğunu söylüyor.

Çerkesler anavatanlarından Ruslar tarafından sürüldükten sonra çoklukla Osmanlı İmparatorluğu’na yerleştiler. 150 yıldan beri Türk, Süriye, İsrail, Irak ve Ürdün vatandaşı olarak yaşamlarını sürdürmektedirler.

Askeri hünerleri Ürdün Krallığı’nın ilk dönemlerinde Çerkeslerin hayati unsurlar olduklarını göstermiştir.

1921’de Kral I.Abdullah’ın korumalığını Çerkes süvariler üstlenmiştir. Suudi Arabistan’ın Hicaz bölgesinin yerlisi olan Kral, Ürdün’ün Haşimi monarklarının ilki olup, peygamber soyundan geldiği söylenmektedir.

T.E Lawrence’ın Seven Pillars of Wisdom adlı kitabına göre I.Abdullah’ın Bezm-i Cihan isimli bir Çerkes büyükannesi vardır.

Çerkesler Suudi Arabistan kaynaklı yerel isyancı ve yağmacılara karşı gelerek Ürdün Krallığı’nın kurulmasında Kral Abdullah’ın yanında yer aldılar.

Amjad Jaimokha, “Haşimilerin, Çerkeslerin ve bazı Arap kabilelerinin birlikteliği bu krallığı oluşturdu” diye yazıyor “Circassian Culture and Folklore” adlı kitabında. 1948 ve 1967’de Filistinliler İsrail’in zorlamalarıyla Ürdün Krallığı’na katılarak krallığın mevcut halkının yarıya yakınını oluşturdular.

Ataları 1867 yılında Kafkasya’dan ayrılmak zorunda kalan Qala, peygamber soyundan gelenlere karşı olan dinsel bağlılığın Çerkeslerin Haşimi Hanedanlığı’na olan sadakatininin nedeni olduğunu söylüyor.

Qala’ya göre, “Bu aileye hizmet ederek Allah’a hizmet etmek onurların en büyüğüdür”.

 

Yazı Sam Mcneil’in Times of Israel için yazdığı İngilizce orjinalinden çevrilmiştir.

Bir cevap yazın