KAFKAS-DER İle Söyleşi

1994 yılında Rusya’nın Çeçenya’yı işgali sonucu birçok Çeçen dünyanın çeşitli ülkelerine mülteci olarak sığınmak zorunda kaldı. 1944’ten sonraki ikinci önemli mülteci dalgası bu dönemde yaşandı ve gerek Rusya içerisinde gerekse de Rusya dışına pek çok Çeçen gitmek zorunda kaldı. 20 yıldan uzun süredir Türkiye’de de bulunan Çeçenlerin statüleri ile ilgili bürokratik işlemler bir çok farklı dernek, oluşum tarafından yürütülüyordu.  2017 Ocak ayında ise Türkiye’deki Çeçen mülteciler kendi imkanları ile Çeçen Kafkas Muhacirleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni (KAFKASDER) kurdular. Bu durum hem Türkiye’deki mülteci Çeçenlerin tarihleri açısından bir ilk hem de Türkiye’de yaşayan geniş Kafkasyalı diaspora açısından bir ilki temsil etmekte. İsmini ilk olarak bir kısım Çeçen mültecinin sınır dışı edilmesi tehlikesine karşı yaptıkları basın açıklamasıyla duyuran KAFKASDER’e bir ziyarette bulunarak hikayelerini dernek başkanı Ali Viskhadzhiev’den dinlemek istedik.

Yeni kurulmuş bir dernek olarak Kafkas-Der nedir? Çalışma alanlarını neler olarak belirlemiştir? Dernek üyeleri sadece mültecilerden mi müteşekkildir?

Çeçenistan yaklaşık 30 yıldır bir savaş coğrafyası oldu. Savaş sebebiyle çok insanımızı kaybettik. Çok acılar çektik. Binlerce şehit verdik. Çocuklarımız yetim, kadınlarımız dul kaldı. Bir halk muhacir oldu. Bu sebeple kendi sorunlarımızla kendımız ilgilenmemiz, kendi haklarımızı korumak için kendi insiatifimizle kurduğumuz, hiçbir dernekle yakınlığı olmayan bağımsız bir  oluşum olarak Kafkas-der  kurduk.

Peki Dernek üyeleri sadece mültecilerden mi müteşekkildir?

Dernek sadece Çeçenlerden değil Çeçen ve Kafkasyalı mülteciler yardım için kuruldu, özellikle 1990 sonrası Türkiye’ye gelen Çeçenler ve Kafkasyalılardan oluşuyor.

Siz yıllardır Türkiye’de yaşayan birisi olarak Türkiye kamuoyunun ve diasporadaki Kafkasyalıların Çeçen mültecilere dönük yaklaşımını nasıl buluyorsunuz?

Şöyle ki ,Suriye’deki yoğun savaştan dolayı Çeçen mültecileri konusu gündemden düştü. Özellikle son 1.5-2 yıldır bürokratik sorunlar yaşanıyor. Mesela ikamet almak isteyenler gerekli evrakları ve anlaşmaları olduğu halde sorun yaşıyor. Tabii tek sebep Suriyeli mülteci  yoğunluğundan değil Rusya nın da siyasi engelleri söz konusu aynı zamanda.

Dünya ve Türkiye genelinde Çeçen adı geçtiğinde IŞİD ve ya diğer dini terör örgütleri ile ilişkilendiriliyor, bu algının sebebi nedir?

Bizler bunu kesinlikle kabul etmiyor ve tasvip etmiyoruz. İSİD bir terör örgütüdür, ve böyle örgütlerin dini, milleti yok.  Çeçenlerin davası Şeyh Mansur’la alevlenen Dudayev ile devam eden 500 yıllık özgürlük davasıdır. İSİD,  NUSRA gibi örgütlere bir kaç Çeçen katıldı diye tüm Çeçenleri İSİD NUSRA gibi örgütlerle bir tutulamaz.

Sovyetlerin dağılmasından sonra ortaya çıkan Cihatçı gruplar, Emirlikçiler ve şuanda Zakaev önderliğindeki İçkheriyacılar olmak üzere görülen cephe ayrışmaları düşünüldüğünde Kafkasder kendini hangi noktada görmektedir?

Bizim mücadelemiz özgürlük mücadelesi ve bizler bu ayrışmalardan açıkçası çok rahatsızız.  Bizim dileğimiz ve isteğimiz tüm bu ayrışmaların son bulup herkesi Çeçen özgürlük mücadelesinde birleşmesi.

Geri göndermeler bir yana bir de çok fazla Çeçen suikasti oldu Türkiye’de. Bu Çeçen suikastları ile ilgili sizin yorumunuz nelerdir ? Biliyorsunuz Medet Önlü’ye de suikast oldu, bunu nasıl yorumluyorsunuz ?

Suikastlarin kim tarafından neden yapıldığını kimlerin yaptığını da biliyoruz. Sadece biz değil herkes biliyor bu suikastların arkasında Rusya olduğunu FSB tarafından yapıldığını, Çeçenlerin haklarını savunan bizim buradaki tüm temsilcilerimiz öldürülüyor. Medet Önlü de bunlardan biriydi Allah onun şahadetini kabul etsin. Bizler için Türkiye’de çok önemli birisiydi. Onun yerini doldurmak yaptıklarını yapmak çok zor. Tekrar böyle bir insan yetişir mi bilmiyoruz çok büyük bir kayıp bizler için. Medet Önlü medyada her yerde Çeçenlerin hakkını savunuyordu çok önemli konular hakkında çalışıyordu uğraşıyordu. Susturmak istediler.

Çeçenlerin Rusya’ya iade edilmek üzere geri gönderme merkezlerinde gözaltına oldukları yönünde haberler ortaya çıkıyor. Bununla ilgili karşılaştığınız sorunlar nelerdir?

Bu soruyu 1 ay öncesine kadar iade edilmek istenen Sobar Ali KUJULOV cevaplasa daha doğru olur. Kendisi Çeçen komutandır. Tedavi için Türkiye’ye gelmişti.

Sobar Ali: Öncelikle  iade sürecini durdurmak için kampanyayı destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum.  Geri gönderme merkezlerinde şu anda çok fazla bekleyen aile var çok önemli bir şey söylemek istiyorum Türkiye’deki Çeçenler için Rusya’ya iade edilmek bir ölümdür.

Biz buraya 25 yıl önce çok büyük acılar çekip geldik. Bu Vatana ve Bu vatanın Adaletine sığındık. Tarih boyunca Türkiye ve Kafkasya çok yakın olmuştur. Buna rağmen bu sorunların yaşanıyor olması bizleri çok üzmektedir.1944 Boraltan Köprüsü hadisesinin gerçekleşme ihtimali bizi korkutmaktadır.

Rus-Çeçen savaşından dolayı Rusya ile arasında siyasi problemleri olan bazı Muhacir Çeçen kardeşlerimiz, haklarında daha önce konulmuş muhtelif tehdit kayıtlarından dolayı vatandaşlık başvuruları reddedilmiştir.  Dolayısıyla vize ihlali ile karşı karşıya kalan bazı Muhacir Çeçenler  tutuklanıyor ve Yabancılar Şube Misafirhanesinde gözaltına alınıyordu. Yabancılar Şubeye düşen hiçbir vatandaşımız Türk vatandaşlığı alamadı.

Burada belirtmek istediğimiz diğer husus ise haklarında G-87 ve N-87 gibi kaydı bulunan muhacir Çeçenlerin işlemiş oldukları ve tespit edilmiş herhangi bir suçları bulunmamaktadır. Gözaltına alındıktan sonra Mahkeme’ye sevk edilen tüm vatandaşlarımız Mahkeme tarafından salıverilmiştir.

23 Şubat 1944 sürgününün üzerinden bu yana yarım asırdan fazla geçti. Siz bu sürgün ve sonrası yaşanılanların Çeçen Halkı’nın üzerindeki etkilerini nasıl yorumluyorsunuz?

Bizler 1944 sürgünü ile çok fazla insan kaybettik nüfusun yarısını kaybettik bunla beraber kültür yok edilmeye çalıştı çok değerli, kültürlü insanları da kaybettik kültürel olarak da çok fazla tahribata maruz kaldık. Bu yaşanılanlar her anlamda bir soykırımdır. Tekrar toparlanmaya başladığımız anda Rusya ile savaş yine başladı bu savaşlar da büyük yıkım ve tahribatlara yol açtı.

Peki, Aslan Mashadov Çeçenya’nın tanınması için Avrupa ülkelerine seslendi, bu konuda çalışmalar yaptı. Siz Avrupa ülkelerinin Çeçenya’ya genelde de Kafkasya’ya üzerine yaptığı çalışmaları yeterli buluyor musunuz ?

Aslan Mashadov, Cohar Dudayev ondan sonra Abdulhalim Sadullaev herkes sorunu diplomasi bakımından masada çözmek için çok uğraşlar verdi. Ama şu anda maalesef Avrupa Birliği’nin yaptığı çalışmalar yok diyebiliriz. Yani orada Çeçenlerin hakları için yaptığı şeyler yok diyebiliriz.   Çeçenya’da olan savaşlarda Cohar Dudaev, Zelimhan Yandarbiyev, Aslan Mashadov, Abdulhalim Sadullaev ve Dokka Umarov hepsi bu savaşı masada çözmek istedi fakat hepsi Şehid oldu. Ayrıca  belirtmek istediğim şeyler var bu Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’ni medya özellikle Rus medyasında bir örgüt olarak göstermek için çok çalışıyor ama hatırlatmak istediğim  1997’de Rusya Cumhurbaskanı ve Çeçenya Cumhurbaskanı anlaşmalara imza atarak Çeçen İçkerya Devleti’ni kabul etmiş oldu.  Hem seçim zamanı (Aslan Mashadov’un seçildiği seçimlerde) içlerinde Türkiye’nin, Avrupa ülkelerinde bulunduğu 60 ülkeden temsilcilerin katıldı. Tüm bu sebeplerden ötürü bizlerin çok beklentilerimiz oldu bir halkı %25’i yok edildi ve herkes izledi.

Çeçen-İnguş sürgünü sonrasında, İnguşlar ve Osetler arasında Prigorodny üzerinden çıkan anlaşmazlığı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle bu İnguş-Oset anlaşmazlığı değil, bu İnguş-Rusya sorunu. Osetler o bölgede sadece bir tablo Ruslar Osetler’in Kafkasyalı olmasını kullanıyor Osetler ve İnguşlar  arasında bir çatışma çıkarmak istiyor. Daha  önce benzer sorun  olan Akkia anlaşmazlığını Dudaev tek cümle ile sonlandırmıştı ‘Biz tek milletiz’ şimdi İnguş ve Osetler de bu şekilde çözebilir ama Rusya buna izin vermiyor.

Peki Kadirov Çeçenler’in sorunlarına çözüm olabilecek mi?

Rusya ve başka ülkeler Kadirov’u lider olarak gösterip Çeçenlerin sorunlarına çözüm olabilecek biri olarak lanse ediyorlar ama Kadirov bir lider değil o sadece  bir kukla. Putin’in kuklası. Çeçenler hiçbir zaman Kadirov’u bir lider, biz  çözüm olarak görmediler. Çarlık Rusya’dan beri bu bir Rusya politikası Kadirov gibi adamları çıkartarak Kafkasları bir şekilde yok edilmesini sindirilmesini sağlamak.

Son olarak Çeçen mülteciler olarak yaşadığınız sorunlar ve Türkiye’den beklentileriniz nedir?

Şu an bizim birinci sorunumuz hukuki sorunların çözüme kavuşması. Bunla ilgili uğraşlar verip çalışmalar yapıyoruz. Şu an hala Rusya Çeçen savaşı devam ediyor Şu  an bizim birinci sorunumuz hukuki sorunların çözüme kavuşması. Bunla ilgili uğraşlar verip çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de yaşayan ailelerimizden bazıları Türk vatandaşlığına alınırken bazıları ise alınamamıştır. Vatandaşlığa almada hangi kıstaslar uygulanmakta bilmiyoruz eşi çocukları hatta torunları bile vatandaş olurken bazılarımız alamıyor bu ayrım uygulama neye göre yapılıyor  bilgimiz yok. İkinci önemli sorun ise yasal ikamet izni alma problemidir. Türk vatandaşlığını alamamış olan Çeçen muhacir aileler veya ailelerin bazı fertleri Türkiye’de kalabilmek için ikamet iznine ihtiyaç duymaktadırlar, fakat ikamet izni için lazım olan evrakların Rusya tarafından verilmemesi, pasaport süresi dolanların pasaportlarını yenileyememeleri bizler için büyük sıkıntılara sebep oluyor. Burada olan muhacimlerimizin hepsi ya bizim kahramanlarımız ya da şehit olan kahramanlarımızın ailesi. Rusya  bu yüzden  bize belgeleri vermiyor buradaki idari personel de bu konularda  maalesef çok anlayışsız   davranıyorlar. Bizlerin isteği bu sorunların bir  an önce son bulması.

Söyleşiyi yapan: Taylan Han, Şeyma Gonejko, Argun Kasap

Bir cevap yazın