İstenmeyen: Tarihi Anavatanlarında Suriyeli Çerkesler – Aslan Urumov

Kabardey-Balkar’da yaşayan 1.200’den fazla Suriyeli Çerkes var. Tarihi anavatanlarına savaşın vahşetinden kaçarak geldiler ama yerel halka entegre olmaları o kadar kolay değil.
Nart İsmail birkaç dil biliyor. Saraylar ve kiliseler inşa ediyordu ancak Kabardey-Balkar’da iş bulamıyor. O ve ailesi Suriye’den Rusya’ya 2012 yılında kaçtılar. Nart ve eşi Dina iş bulma olasılıklarını büyük ölçüde yok eden Rus vatandaşlığını o tarihten beri alamadı.

Kabardeyler yoğun olarak Kabardey-Balkar’da yaşıyorlar. Çerkes etnik grubu içerisindeki en geniş grup olarak kabul ediliyorlar. Pek çok Suriyeli Çerkes 19. yy’da merkez ve kuzeybatı Kafkasya’nın Ruslarca işgali sırasında Kafkasya’dan Orta Doğu’ya sürgün edilen muhacirlerin torunları. Atalarının doğdukları topraklar olarak kabul ettikleri Kabardey-Balkar’a pek çoğu şimdilerde iltica etmek istiyor. Nart ve Dina da onlardan biri.

Mültecilerin yüzde 5’inden azı Rus vatandaşlığı alabildi

Kabardey-Balkar’daki Rus Göç Dairesi’ne göre başvurucuların yüzde 5’inden azı 68 Çerkes mülteci 1 Ekim 2016 tarihi itibariyle Rus vatandaşlığı elde edebildi. Cumhuriyette geri kalanlar ya geçici(371 kişi) veya kalıcı(619 kişi) oturma iznine sahip. Geçici sığınma ise 38 kişiye verildi.

Ek olarak, Suriye’deki çatışma tırmandığında, hali hazırda Rus vatandaşı olup Orta Doğu’da yaşayan ve çalışan 111 Çerkes geri Kabardey-Balkar’a döndü.

Daha çok kırsal hayata alışık ve Suriye’de tarım ve hayvancılıkla uğraşan kimi Suriyeli Çerkesler Baksan, Chegem, Leskensy, Zolsky ve Terek bölgelerindeki kırsal alana yerleşti. Pek çoğuna ev ve toprak sağlandı. İsmi bilinmeyen bir destekleyici fakir ve kalabalık aileler için su, gaz ve elektriği olan 90 ev satın aldı.

Diğerleri Nalçik’te yine aynı destekleyici veya kendileri tarafından kiralanan apartman dairelerinde yaşıyor. Geri kalanlar ise şehrin Terek ve Elbrus sanatoryumları ve sağlık beldelerinde.

Nalçik’teki bir kültürel etkinlikte Suriyeli Çerkesler

Atalarının Topraklarına Giden Uzun Yol

“Quneytra köyünde 1964’de doğdum” Nart devam ediyor “O zamanlar Suriye’deki Çerkes diasporasının çoğunluğunun yaşadığı Golan Bölgesine dâhildi. 1967 ve1974’deki iki savaş sonrasında Golan İsrail tarafından işgal edildi ve ülkenin bu bölgesinde yaşayan Çerkesler köylerini terk etmek zorunda kalarak doğuya göçtü.”

1970’lerin ortasında işgal edilen Quneytra BM güçlerinin denetimine girdi ve askersizleştirildi ancak Suriye hükümeti mültecilerin bu bölgedeki evlerine geri dönemlerine izin vermedi.
1974’ten sonra Nart’ın ailesi Beer Ajam isimli küçük köye yerleşti ve çiftçiliğe devam etti. Nart okuldan mezun oldu ve Şam Üniversitesi Ekonomi ve Bankacılık Fakültesi’ne kaydolduğu Şam’a gitti.

Bir zaman sonra Nart okuldan ayrılarak programcılıkta uzmanlaşmak amacıyla girdiği Amman Üniversite’nin olduğu Ürdün’e geçti.

“Tasarım ve inşaat ile ilgilenen küçük bir firmanın sahibi bir akrabayla Amman’da tanıştım. Beraber çalışmayı önerdi. İlk başta her şey iyiydi. Firmanın pek çok müşterisi vardı ve makul miktarda kazanıyorduk. Kısaca, hayat normale döndü ve ben evlendim. Anne babam ve ben 1991’de gezmek ve fiyatları kontrol etmek için Nalçik’e gittik. Ancak Rusya’nın 1990 başlarında ciddi sorunları vardı-işsizlik, haydutluk, yolsuzluk, her şeyde var olan toplu bir çürümüşlük- ve Nalçik’te kalmak ve yaşamak isteyen annemle babam fikirlerini değiştirdiler” diye söylüyor Nart.

Nart, Suriye’ye geri döndüğünde Ürdün Kralının villası ile Suriye Başkanı Esad’ın ailesinin villalarının inşaatında çalıştı. Aynı zamanda özel evler tasarladığı Almanya’da ve Detroit’te bir kiliseyi tamir ettiği Amerika’da da çalıştı.

“Ancak mutlu günler çok geride kaldı” diyor, “Hama, Hums ve diğer yerlerde huzursuzluklar vardı, İslam Devleti’nin militanları Quneytra’da ortaya çıktı. Hükümet yetkililerini öldürdüler ve terörist eylemler organize ettiler, halkı hükümete karşı isyana teşvik ettiler. Yerel otoriteler kendi vatandaşlarını korumaktan acizdi.”

Nart ve ailesi 2012 yılında Şam’a kaçtı ancak o başkentte mesleğine uygun bir iş bulamadı. Savaş her yerde şiddetle devam ederken başkente de sıçradı. Biraz düşündükten sonra Nart ve Dina Kafkasya’ya atalarının anavatanlarına gitmeye karar verdi. Eşyalarını paketlediler, aşırı pahalı bir bilet aldılar ve İstanbul’dan Rusya’ya uçtular.

“Beklentilerimiz çok daha fazlaydı”

“Hızlıca bir iş bulup çalışmaya başlayacağımı ummuştum” diyor Nart, “ Ancak beklentilerimizin çok yüksek olduğu ortaya çıktı. Yine de umutsuz değildik ve kayıt belgelerinde bize yardımcı olan Perit(Çereksce’de rehber) örgütünden kişiler sayesinde olumlu gelişmeler için umut ediyorduk.”

Perit bilinmeyen sebeplerden ötürü aktivitesini durdurduğundan beri Zhegu isimli bir diğer örgüt Suriye’den gelen mültecilere yardımcı oluyor. Nart öncülünün başaramadığı şeyi bu örgütün gerçekleştireceğini umut ediyor.

Nart İsmail şimdilerde Dina ve iki çocuğuyla birlikte-15 yaşındaki Nabil ve 5 yaşındaki Ruslan- eski bir aile yurdundan dönüştürülen Terek sanatoryumundaki eski binalardan birisinde yaşıyor. 17 Çerkes mülteci aile daha aynı yerde yaşıyor. İsmail’in ailesinin ikameti bir küçük oda, mutfak görevi de gören 2 m2’lik bir koridordan oluşuyor. Kabardey Balkar’da Nart kendisini Çerkesce soyadı olan Pshibi ile tanıtıyor. Orta Doğu’da ise neredeyse bütün Çerkeslerin dışlanmamak için kullandıkları Arap isimleri bulunmakta.

Sıhhi tesisat mühendisi olan Dina halen daha ailesinin maddi durumunun iyileşeceğine inanıyor.

“Küçük oğlum büyüyünce bir iş bulacağımı umuyorum” diyor, “Burada Nalçik’te milli kıyafetler diken pek çok terzi atölyesi bulunmakta ve ben onlar için yararlı olabilirim diye düşünüyorum. Suriye’de bir kadın genellikle kocası para kazanırken ev işleriyle uğraşır ama buradaki yerli kadınların çoğu gibi ben de çalışmaya hazırım. Sorun bir iş bulabilmem için Rus pasaportuna ihtiyaç duymam.”

Rus pasaportu almanın neden bu kadar uzun sürdüğü sorusu üzerine Nart iki omzunu da yukarı kaldırıyor ve beklemek istediklerini çünkü başka seçeneklerinin olmadığını söylüyor. Mesleği olan tasarımcılığın yanında Nart sadece Arapça ve Çerkesce’yi değil aynı zamanda İngilizce ve Franszıca’yı da akıcı konuşabiliyor.

“Savaştan kısa bir süre önce Türkiye’den iyi bir teklif aldığım için Türkçe çalışıyordum” diyerek gülüyor, “ancak savaş bütün planları bozdu. Şimdi bir kısım yerli işçiyle birlikte zengin bir adama sahip mülkün tasarımını yapıyorum. Biraz para kazanıyorum ancak çoğu giyinme ve beslenme ihtiyaçlarına gidiyor”

Küçük çocukları ile ilgilendiğinden Dina henüz çalışamıyor. Büyük oğulları 8. Mahalle Okulu’nda 10. Sınıfa gidiyor.

Dina “Oğlum, Rusça herhangi özel bir ders almadı” diyor, “Ancak çocuklar yeni bir dil ortamına daha kolay adapte olabiliyorlar ve burada yaşadığımız birkaç yılda Nabil Rusça’da uzmanlaştı ve

Adigecesini de biraz ilerletti. Şimdilerde sorunumuz okuldan mezun olduğunda ne yapacak. Nart ile çoğu zaman bunu tartışıyoruz.”

Nalçik’teki bir kültürel etkinlikte Suriyeli Çerkesler

“Böyle bir sorun bulunmamakta”

Zhegu örgütünün temsilcisi Zaur Zhemukov ile Suriyeli Çerkeslerin Kabardey-Balkar’a ve diğer Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerine göç etmeleri için gereken Rus vatandaşlığını elde etmeleri sorunu üzerine konuştuk.

Rus pasaportlarının gecikmesi sorununu sorduğumuzda ne yerel ne de merkezi otoritelerce bunun açıklanamadığını söyledi.

“Yıllardır Kabardey-Balkar’da yaşayanlar bile vatandaşlık alamıyorlar” diyor Zhemukov “Ve dolayısıyla kalıcı bir iş bulamıyorlar. Birleşik Rusya partisinden Devlet Duma’sında milletvekili olan Adalbi Shkhagoshev’e Çerkes mültecilerin kabulü ve yerleştirilmesi sorunu hakkında başvurdum. Göç Dairesi temsilcileri başvurumuza “bu yanlış bir bilgidir” şeklinde cevap verirken Adalbi de Çerkes mülteciler sorununa aşina olmadığı yönünde bir cevap verdi.”
Zhemukov, Devlet Duma’sı ve Kabardey Balkar Parlamentosu’undan Göç Daire’ne kadar başvurmalarına rağmen Zhegu üyelerinin hükümetten hiç kimsenin bu sorunu ciddiye almadığı izlenimine kapıldığını söyledi.

“Birkaç yıl önce, yabancı Çerkeslere vatandaşlık ve mültecilik verme konusunun Rusya Federasyonu Konseyi’ndeden bir senatör olan Albert Kazharov tarafından çözüldüğünü söyleyen” Zhemukov “Ancak şimdi, hiç kimse bu sorun için lobi yapmıyor” diye ekledi.

“Herhangi birisi hükümete Çerkes mültecilerin kabul, yerleşme ve adaptasyonları hakkında neler olduğunu sorduğunda, genelde sosyal aktivistlerin aldığı tedbirleri sıralarlar”

Aynı şekilde, mültecilerin desteklenmesi hususuna gelince de, Zhemukov yetkililerin bu konuda da kendilerine kredi sağladığını ifade ediyor.
“İstisna olmaksızın hayırsever ve destekçilerin isimlerinin yayınlanmamasını istemeleri şaşırtıcı değil. Çerkes mültecilerin problemlerinin resmi olarak tanınacağını ve hükümet yetkililerinin sorunu çözme konusunda yer alacağını umuyoruz.”

Rus hükümetinin tepkisizliği pek çok olası sebeple açıklanabilir. Hali hazırda yerli olmayanların yerli nüfusun sayısını aşacak şekilde ayarlandığı bölgede Rusya’daki bazı etkili sesler yerli halkın nüfusunun artmasını görmek istemiyorlar. Rus istihbarat servisleri de Ortadoğu’daki bütün Çerkes göçmenlerini radikal dinci veya milliyetçi olarak görme eğiliminde.
Ve yine de, yetkililerin mültecilerin kesinlikle hiçbir şey yapmadıklarını söylemenin imkansız olduğunu belirten Zhemukov pek çok göçmenin ödeneği olduğunu ve bedava tıbbi imkanlardan yararlandığını söylüyor. Ancak bu onların mevcut koşullarına yardım etmenin çok uzağında. 20/01/2017

Aslan Urumov

Çeviri: Furkan Dzapsh
Özgün Metin

Bir cevap yazın