Avukat Markelov’un öldürülmeden önce ‘Çeçenistan infazcısı’ olarak ünlenen Budanov’un tahliyesini eleştiren bir basın toplantısı düzenlemesi, gözlerin albay Budanov’a çevrilmesine neden oldu. Çünkü Markelov, basın toplantısının hemen akabinde, Kremlin’e sadece bir kilometre mesafede saldırıya uğradı ve can verdi. Yanındaki gazeteci Babürova ise katili takip etmek isterken başından vuruldu, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Ancak Budanov bugün yaptığı açıklamalarda, öldürülmenin kendisiyle hiçbir alakası bulunmadığını öne sürdü.
Rus medyası, katil adayları arasında, Budanov’un yanısıra, aşırı Rus faşistlerini de ilk sırada gösteriyor. Bugün gazetelerde, Rusya’da herkesin saldırıya uğradığını, bunun da artık doğal karşılanmaya başladığını, bu gidişin tehlikeli olduğu yolunda yorumlar yer aldı. Bu yorumlardaki ortak kanı da, faşistlerin arkasında Rus iç güvenlik teşkilatı FSB’nin olduğu yolundaydı:
“Kuzey Kafkasya’da polis, devlet memuru, FSB çalışanlarına karşı saldırı düzenleniyor ve öldürülüyor. Moskova’da ise hukuk savunucuları, avukatlar, gazeteciler, Kafkasya kökenli vatandaşlar öldürülüyor. Bir şeyin muhakkak bilinmesi gerekiyor ki, yapılan saldırıların ve öldürülen insanların çok azı hakkında basında haberler çıkabiliyor. Putin, Kuzey Kafkasya’da bağımsızlık talep eden insanları ‘terörist’ ilan etti ve onlara karşı her türlü tedbiri mübah gösterdi. Devletin artık, Moskova ve Petersburg gibi şehirlerde herkesin gözü önünde yapılan saldırıları kimlerin sipariş ettiğini ve bunun gerçek terör olduğunu da itiraf etmesi gerekecek. Geçen yıl sadece Tacik asıllı 700’den fazla insan Rusya’nın çeşitli bölgelerinde öldürüldü.
Markelov saldırısında da, Slav kökenli olmayan insanlara karşı yapılan saldırıların da arkasında aynı güçler var. Bunlar Rus faşistleridir. Temel soru da şudur: Bu faşistler nasıl ortaya çıktı? Ayrıca Rusya gibi bir yerde FSB koruması olmadan kimse bu kadar teşkilatlanamaz. Bunu düşünmek saflıktır. Rusya gerçeklerini bilen herkes FSB olmadan bunun yapılamayacağını iyi bilmektedir. O zaman FSB koruması altında olan bir yapılanmadan ve onların sürekli saldırılarından bahsetmemiz gerekecek…”
Dün öldürülen Stanislav Markelov, tecavüz edilerek öldürülen Çeçen kızı Elza Kungayeva’nın ailesinin avukatıydı. Elza’ya tacavüz edip öldüren albay Yuri Budanov’un 10 yıl hapis cezasına çarptırılmasını sağlamıştı. Ancak Budanov, geçtiğimiz günlerde tahliye oldu. 34 yaşındaki Markelov, tüm uğraşmalarına rağmen ancak 10 yıl hapis alan ve sonrasında da tahliye edilen Budanov’un peşini bırakmayacağını söylemiş, dün de basın toplantısında bunu açıkça deklare etmişti. Aynı basın toplantısında, savcılık yetkililerinin de utanmadan yalan söylediklerini ve Budanov’u tahliye eden güçlerin, Çeçenistan’da bir halk ayaklanması istediğini özellikle belirtmişti. Budanrov’un tahliyesi sonrasında Çeçenistan’da büyük gösteriler yapılıyordu.
Bugün de Grozni’de onbinlerce kişi, Stanislav Markelov’un anısına toplandı.
“Spavidlivaya Rossiya” (Adil Rusya) partisinin yerel teşkilatının düzenlediği eylemde, Çeçenler, insan hakları avukatının katillerinin adalet önüne çıkarılmasını Rus yetkililerden istediler.
Çeçenistan’ın başkenti Grozni’de meydanda toplanan Çeçenler, taşıdıkları pankartlarda, “Rusya’da neden kanun işlemiyor?”, “Markelov’un öldürülmesi Rus mahkemelerinin yüzüne atılan bir tokattır” dediler.
Protestoya katılan Malika İsrailova, “Devletimizde hayatın hiçbir değeri yok. Bunu kabul edemeyiz. Haklarımız için savaşmalıyız. Moskova’dan gündüz ışığında tanınmış bir avukatı öldürebiliyorlarsa, bizim gibi sıradan insanlar ne yapsın?” şeklinde konuştu.
Bu arada, Avrupa Birliği dönem başkanı Çek Cumhuriyeti, öldürülenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek Rusya’ya katillerin bulunup yargılanmaları çağrısında bulundu.
Çeçenistan’ın Rusçu devlet başkanı Ramzan Kadirov da bugün yaptığı konuşmada, Markelov’a bölgeye yaptığı hizmetler için ölümünden sonra ödül verdiğini söyledi.
Rusya’nın en tanınmış insan hakları eylemcilerinden Ludmilla Alexayeva, “Markelov en önde gelen bir avukat idi. Ancak kalbinde bir insan hakları eylemcisi idi. Güçlülere karşı mazlumlar için savaştı” dedi.
Markelov’un yürüttüğü diğer insan hakları davaları arasında, Himkinskaya Pravda gazetesinin editörü Mihail Beketov, subay Aleksandr Nikitin, Andrey Sokolov gibi davalar da vardı. 2005 yılının başlarında ise sivil halka karşı vahşice tutum sergileyen OMON çalışanı Lapin’in hapse girmesini ve 11 yıl ceza almasını da sağlamıştı.
Kaynak: Dünya Bülteni Haber Portalı
Comments
No comment