Kremlin’in Kuzey Kafkasya’ya Yeni Temsilci Ataması Kadirov’u Endişelendiriyor

Bölgelerin birleştirilmesi meselesi, öteden beri aciliyetti. Hloponin bu tarz işlerin tümüyle ulaşılabilir olduğuna inanıyor. Her şeyden öte bu durum, Sovyetler Birliği döneminde tek bir cumhuriyet olduğu bilinen Çeçenya ve İnguşetya’yı gergin kılabilir (www.rosbalt.ru, January 22). Teorik olarak, birbirlerine eklemlenebilecek cumhuriyetler, sadece Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes. Bu durum Çerkes Milliyetçilerini bir kozdan mahrum bırakacak. Çerkes Milliyetçileri, Karaçay ve Balkar’ları büyük Türk etnik gruplanması içine yerleştirirken, bugün üç farklı cumhuriyette yaşayan akraba, Çerkes, Adige ve Kabardeylerin tek bir Çerkesya Cumhuriyeti adı altında birleşmelerini talep ediyorlar. Son olarak Kuzey Osetya-Alanya ve Dağıstan’ın herhangi diğer bir cumhuriyetle birleştirilmesi ise zor.

 

Ramzan Kadirov’un, Kremlin’in Kuzey Kafkasya’daki bu yeni himayesini eleştirmeye devam ederek, Moskova ile ilişkilerdeki olası değişiklikle ilgili olarak hoşnutsuzluğunu gizlemedeki yeteneksizliğini kitaplar doldurur. Moskova’dan yapılan son açıklamalara göre, öteden beri Kremlin ve Rus Hükümeti ile direk bağlantı kurmaktan  hoşnut tüm Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri liderlerine yetkililerle sadece Hloponin aracılığıyla irtibat kurmalarının bildirilmesi elbette  sadece bu liderlerin neşesini kaçırıyor. Avrasya Hareketi’nin önde gelen ve tiksindirici jeo-politikçisi, filozofu ve lideri Alexander Dugin yeni bir federal bölgenin her şeyden önce, Kadirov’a karşı yönlendirilmiş olduğunu düşünüyor. Ne var ki, Bizansın varisi Moskova’nın bile tek bir Kuzey Kafkasyalı liderin (en sadakatlisi de olsa) pozisyonunu zayıflatmak için federal bölge tesis etmesi olası değil. Bununla beraber, belki de hamle, Rusya’nın en problemli ve en tehlikeli bölgelerinden birine karşı federal merkez tarafından gerçekleştirilen topyekün bir harekatın parçasıdır.

Bu arada, her yerel lider, sadakatini ve faydalı olma yönündeki arzusunu göstermeye çalışıyor. Söz konusu durum Çeçenya ile ilgiliyse, Kuzey Kafkasya Direniş Hareketi’nin lideri olan Doku Umarov’un tasfiyesi ya da ele geçirilmesi Moskova için en iyi hediye olur. Bununla birlikte, en kötü şöhrete sahip ünlü komutanlardan, Abdül-Malik’in (Cengizhan-Gishayev) 19 Ocak tarihinde Grozni’nin kırsal kesimlerindeki Chuski köyü (köy Argun geçidinin girişinde yer alıyor) yakınlarında öldürülmesi, Ramzan Kadirov’un beklediği etkiyi yaratmadı. Gerçek şu ki, emir Abdül-Malik’in Doku Umarov’a en yakın kişilerden birisi olduğu, gerek Çeçenya, gerekse de Rusya’da pek az kişi tarafından biliniyordu. Direniş saflarındaki çeşitli komutanlar arasındaki farklılıklar Rusya’da iyi anlaşılmış değil. Militanların sayılarının bir şekilde azalmıyor olmasına rağmen, aylık olarak öldürülmeleri, direnişe karşı parlak zaferler olarak lanse ediliyor. Bu sırada Kadirov, muhalif hareketin liderini saf dışı bırakmak için tüm kuvvetleriyle birlikte, kendisine en yakın ve sadık kişi ve Duma üyesi olan Adam Delimhanov’un koruması altına girdi (Chechnya’s Grozny TV, January 21).  Doku Umarov’un çapında asi bir liderin ortadan kaldırılması FSB’ye Kremlin’e ve Vladimir Putin’e muazzam bir hediye olur.

Putin’in insan hakları aktivistleri için koruma sağlanmasına yönelik telkininin (www.last24.infor, January 24) ardından, Kadirov vakit kaybetmeden sansasyonel bir açıklamayla, herkesçe bilinen Çeçen İnsan Hakları Eylemcisi Natalya Estemirova cinayetinin ardında Boris Berezovsky’nin olduğunu söyledi. (http://www.eurosmi.ru). Bununla birlikte, hemen ardından Estemirova’nın meslekdaş ve arkadaşları iddianın saçma olduğunu ve araştırmalara dayanmadığını söylediler (http://chechnya.kavkaz-uzel.ru/articles/164789/). Bu, Kadirov’un Putin’in kendisinden duymak istediğini vakit kaybetmeden icra etmesinin bir kanıtı daha. Bu nedenle, Kadirov’un her açıklaması, Putin’in ayrıcalıklı danışma grubu tarafından planlanmış gibi görülmeli ya da en azından, Kadirov’un Putin’e hoş görünme çabası şeklinde değerlendirilmelidir.

Kadirov’un istekleriyse sonsuz ve bugüne kadar gerçekleştirilmiş olanlarıysa Putin’in birer lütfu. Örnek olarak, Kadirov’un Çeçenya’da uluslar arası standartlarda bir kayak merkezi inşa etme şeklindeki son kararı, Çeçenya’da artık direnişçi kalmadığı algısının yaratılması yönündeki bir teşebbüs olarak görülüyor.(Buna rağmen bu ölçekte bir projenin gerçekleşmesi yönünde bir kuşku da yok) Fakat bu noktada “kime göre Kadirov’un sadık adamları dağlarda savaşıyor?” sorusuyla karşılaşıyoruz. Kadirov ve militanlar amaçları konusunda tamamen farklılaşıyorlar. Kadirov bir taraftan dünyayı Çeçenya’da direnişçi kalmadığı ve her şeyin normale döndüğü yönünde ikna etmeye çalışıyor. Öte yandan militanlar ise dünyayı direnişlerinin hala güçlü olduğuna ve son çatışmalardaki kayıplarına rağmen, sayılarının azalmadığına inandırmaya çalışıyor. Bu durum, Doku Umarov’un kardeşi Vaha Umarov’un Reuters’e vermiş olduğu röportaj ile de desteklenebilir. Röportajda Vaha, militanların sayısının Çeçenya’da 3000’e, tüm Kuzey Kafkasya’da ise 5000’e yaklaştığına işaret etti. Ek olarak, röportajda kaydedilmesi gereken bir diğer husus da militanlara Ramzan Kadirov’un ayrıcalıklı danışma grubu tarafından yardım edildiği. Belli ki militanlar, Kremlin’in Kadirov hakkında kuşkulanmasına yol açarak, Kadirov için problem yaratmaya çalışıyorlar.

Ne olursa olsun, Moskova’nın Kuzey Kafkasya hakkında son günlerdeki sayısız açıklamaya rağmen, görünen o ki, hiç biri Kuzey Kafkasya Problemi için akılcı bir çözüm içermiyor. Bugün için tüm gördüğümüz, Kremlin yetkililerinin fantezileriyle dolu başka bir askeri harekatın varlığı. Diğer taraftan, Hloponin’in Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi başkan tamsilcisi olarak koltuğuna atanması gibi hamleler, Medvedev’in Putin’inkilerden bağımsız, kendi çevresini oluşturmak için kendi insanlarını tanıtma çabalarının bir parçası da olabilir.

 

Mairbek Vatchagaev’in 4 Şubat 2010’da Jamestown Foundation’da yayımlanan makalesini Kafkasya Forumu için Mevdudi Bayçora Türkçeye çevirdi.

Bir cevap yazın