Abhazya belki de Suriyeli mültecileri çağıran ilk liman değil, ama çatışmanın ortasında kalan mültecilerin Karadeniz sahilindeki bu tanınmayan devlet ile tarihsel bağları bulunmaktadır.
Abhazya Suriyeli mülteciler için Güney Kafkasya’da beklenmedik bir ev olabilir, ama savaş patlak verdiğinden beri, pek çok ülke tarafından Gürcistan toprağı olarak nitelendirilen Karadeniz sahilindeki bu küçük devlet, çatışmadan kaçan birkaç yüz mülteciyi memnuniyetle karşıladı.
Abhaz yetkililerin mültecileri kabul etme kararı rastgele verilmiş değildi. Abhazya’ya gelen Suriyeli mülteciler, 19.yüzyılda Rus İmparatorluğunun işgali sonucu Kuzeybatı Kafkasya’daki anayurtlarından sürgün edilen Çerkeslerin ve Abhazların torunlarıdır.
Aslında Suriyelilerin büyük çoğunluğu mülteci olarak tanımlanmasına rağmen Abhazya’da “yurduna geri dönenler” olarak adlandırılıyorlar.Abhazya hükümetinin 1993 yılından beri sürdürdüğü geri dönüş programı ile bağlantılı-savaşın başlamasından bu yana 500 kişi Abhazya’ya ulaştı.
Nüfusa Denge Ayarı
Suriye’deki etnik Abazalar ve yakından akrabaları Abazinler ile ilgili kesin bir rakam bulunmamaktadır. Etnik Abazalar 1967’de 6 gün savaşından sonra Suriye’ye ulaştılar. İsrail’in Golan tepelerini işgalini takiben,o zamanlarda Hassaniya’de yaşamakta olan Abaza ve Çerkesler, güvenli bölge olan Şam ve banliyölerine doğru kaçtılar.
Çatışma patlak vermeden önce Şam Çerkes Komitesi tarafından verilen tahminlere göre başkentin çeşitli bölgelerinde 1500 Abhaz, yanı sıra daha çok sayıda Çerkes yaşamaktaydı.(50,000-70,000). Kimliğini korumak için ismini vermediğim yerel bir kaynağın verdiği bilgiye göre bugün Suriye’de sadece birkaç yüz Abaza kalmıştır.
2012 yılında Suriye’de krizin tırmanmasından sonra, Abhazya hükümeti yetkilileri- Rusya Dışişleri Bakanlığı ve Çerkes Diasporası’nın yardımıyla- Suriyeli muhacirler için bir koridor oluşturdu. Abhazya Dışişleri Bakanlığı’na göre, Suriyelilerin en büyük akını 2012 yılında 186 mültecinin Abhazya’ya gelmesi ile oldu ve Geri Dönüş Komitesi mültecilerin kabulü ve misafir edilmelerinde hükümetin başlıca sorumlu organı oldu.
Bu bir tesadüf değil.Yakın tarih boyunca kendi topraklarında azınlık durumunda kalan Abhazlar,ülkelerinde artan Ermeni nüfusuyla gün geçtikçe kendilerini ‘sıkışmış’ bulmaktadırlar. Komitenin temel amacı Abhazya’daki demografik dengeyi Abhazların lehine değiştirmek.
2011 yılında hükümetin nüfus sayımı verileri 122,000 Abhaza karşı 41,000 Ermeni olmasına rağmen, resmi olmayan tahminlere göre iki toplumun sayılarının kabaca aynı olduğuna inanılmakta. Devlet Geri Dönüş Komitesi geri dönenlere mali yardımı artırabiliyor, kalacak yer sağlıyor ve onlara vatandaşlık veriyor. Şimdiye kadar Ürdün,Türkiye ve diğer ülkelerden 7000 kadar Abhaz ve Abazin’in Abhazya vatandaşlığı aldığı görüldü. Sadece 2013 yılında, ulusal bütçeden 40 milyon ruble (384.000 Euro) mülteciler için harcandı-ki bu ülkenin ekonomisi göz önünde bulundurulduğunda çok büyük bir rakam.
Bununla birlikte, bu yurttaşların uzun süredir beklenen geri dönüşlerine rağmen, Abhazya’nın çekiciliği Abhaz ve Çerkes diasporası için başka bir soru. Devlet Komitesine göre yaklaşık 520 Suriyeli Abhazya’da yerleşmiş, yerleşenlerin 180 kişisi etnik Abhaz, geri kalanı ise Çerkeslerden oluşmaktadır. Bunların 390 tanesi kalıcı olarak Abhazya’ya yerleşirken,geri kalanları ya başka ülkelere yerleşti ya da Suriye’ye geri döndü.
Dönüşü zorlaştıran temel nedeni yurttaşların iş bulmalarını zorlaştıran dil engeli oluşturuyor. Abhaz dili Arapça ya da Türkçe konuşan Abhazlar, özellikle de yaşlı geri dönenler için ciddi bir problem. Abhazya Cumhurbaşkanlığı Sosyolojik Araştırma merkezi tarafından 2015 yılında yapılan anketin sonucuna göre, Türkiye ve Abhaz nüfusa sahip diğer ülkelerdeki 1000 katılımcıdan sadece 77 tanesi Abhaz dilini konuşabildiğini beyan etti.
Rusça bilip bilmedikleri hakkında ise hiçbir şey söylenemez. Aynı zamanda geri dönen birçok etnik Abazin Kabardeylerle(Çerkeslerin bir kolu) birlikte yaşamış olmalarından ötürü Çerkesçe biliyor.
‘’Krasnodar’dan ayrılmak için kendime bir bilet aldım.’’
Bütünleşmede dinsel farklılıklar da güçlük çıkarıyor. Suriye’den gelen Abhaz ve Çerkes mültecilerin büyük çoğunluğu Sünni Müslümanken Abhazya’daki çoğu Abhaz da aksine Ortodoks Hristiyanlığına inanıyor . Bu nedenle, çoğu Suriyeli Çerkes kendileriyle daha fazla kültürel benzerlik taşıyan Rusya’nın Kuzey Kafkasya bölgesine gitti.
Nauyrz Abas ve ailesi bunun için iyi bir örnek oluşturuyor. Yıllar önce,Suriye barış halindeyken Abas ailesini orada bıraktı ve Krasnodar’a taşındı.
‘Ben bir askerdim. Ayrıca babam da tüm hayatı boyunca Suriye ordusunda hizmet etti. 1999’da elime fırsat geçtiğinde, kendime bir bilet aldım ve Krasnodar için ayrıldım.’ diyor Nauyrz. ‘Benim atalarım şimdi Tuapse olarak bilinen bölgede yaşayan Çerkeslerdi. 19.yüzyıl’daki Kafkasya Savaşı’nın ardından İstanbul’a kaçtılar ve sonradan Şam’ın banliyölerine yerleştiler.
Nauryz Abas kendisini Çerkes olarak değerlendiriyor ve inşaatçı olarak çalışıyor. Ataları Çerkesçe’nin Şapsığ diyalektini konuşmaktaydı. Lakin Nauyrz Kabardey toplumunda büyüdüğü için Kabardeyce konuşuyor.
‘Suriye’de savaş başladığında ailem,eşim ve 12,14 yaşlarındaki iki kızım tehdit altına geldi’ diye devam ediyor Nauyrz.’ 2013 yılında,onları Abhazya’ya getirebildim,bir Abhaz ailenin yanında yaşadılar.Tek başıma Nalçik’te bir inşaatta birkaç ay için çalıştım sonrasında onlar bana katıldı.
Nauryz Rusya’da bürokrasi ile olan problemleri için şikayette bulundu. ‘Resmi olarak ben bir mülteci değilim. Ne olursa olsun benim bir vatandaşlığım yok. Pasaportumu kaybettim ve Suriye’de savaş olduğundan değiştiremedim. Ailem Şam’da aldıkları davet üzerine turist vizeleriyle buraya geldiler. Ve şimdi onları yenilemeleri gerekmekte. Abhazya ise bize hala vatandaşlık vermedi, bizim sahip olmadığımız birkaç belgeye ihtiyaçları var fakat Suriye’de süregelen savaş nedeniyle onları geri getiremem.’ diyor Nauryz.
‘Abhazya’da iş bulmak çok zordu,yerleşmek daha da zor. Kabardey-Balkar’da yıllarca çalıştığım gibi orada birçok arkadaşım var. Ailemi de buraya taşımaya karar verdim. Bizden çalışan tek kişi benim. Fakat biz bir bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz, Allaha şükür!.’ diye bitirdi.
Nauryz’un kararını belirleyen bir diğer faktör –bunun hakkında sessiz kalsa da- onun dini inancıydı.Nauryz ve ailesi oldukça dindar, kızlarının her ikisi de türban takıyorlar. Her ne kadar Abhazya’da insanlar onların dini inançlarını tartışmayı tercih etmese de Müslüman muhacirlerle yaşamak çeşitli problemlere sebep oluyor.)
Abhazya’nın Müslüman toplumu üç gruptan oluşmaktadır; yerel Abhaz müslümanlar,Ürdün,Suriye ve Türkiye’den gelip Abhazya’ya yerleşen diaspora toplumunun üyeleri ve Kuzey Kafkasya’dan gelen Abazinler,Adigeler,Çerkesler ve Kabardeyler.)
Sosyolojik araştırmalarda elde edilen sonuçlar da dahil olmak üzere çeşitli kuruluşlardan alınan verilere göre, Müslümanlar Abhazya’nın nüfusunun %10’luk kısmını oluşturuyor. Her ne kadar Selefilik 2000’li yıllarda kök salmaya çalıştı ise de Kuzey Kafkasya’nın aksine burada hiçbir radikal grup yok(Önde gelen liderlerinin öldürülmesi sonrasında Selefilerin ülkedeki faaliyetleri geriledi). Abhaz toplumu diğer inançlara karşı oldukça hoşgörülü olduğu halde, İslam yaygın olarak burada kabul görmüyor.)
Sessiz Çalışma
Bu yıl Mustafa Ali’nin 12 yaşındaki kızı ve 7 yaşındaki oğlu ile Sohum’daki ikinci yılları. Mustafa ve eşi etnik abazin olup Suriye’den Abhazya’ya geri dönenlerden.Mustafa’nın çocukları Sohum’da ortaokula devam ediyorlar.Ailesi, onun anne-babası gibi ibadetlerini yerine getiren Sunni Müslümanlar.
‘Benim için temel problem kendi alanımda bir iş bulmak. İnşaat mühendisiyim,ve Suriye’de İçişleri Bakanlığı’nın gözetiminde büyük bir firmanın inşaat işlerinden sorumlu yöneticisi olarak birçok projede çalıştım.’ diyor Mustafa.
‘Eşim bir doktor ama bizim niteliklerimizi kanıtlayacak belgelerimiz olmadığından o bir hemşire olarak bile çalışamıyor. Dili de iyi bilmiyoruz. Ancak Rusça konuşmaya başladık’ )
Mustafa’nın deyişiyle, o ve ailesi Rusya’ya seyehat edebilmek için vize aldıktan sonra vakit kaybetmeden Abhazya sınırını geçtiler ve orada Devlet Geri Dönüş Komitesi onlara yardım etti. ‘Bir süre diğer geri dönenlerle birlikte sanatoryumda yaşadık ve sonra Gudauta’da bize bir ev temin edildi.’ diye söylüyor.
‘Şimdi bir inşaat işçisi olarak çalışıyorum.Suriye’den gelen ve şu anda Abhazya Devlet Üniversitesi’nde okuyan başka bir delikanlıyla birlikte apartmanları restore ediyoruz. Yaz aylarında para fena değil ancak kış geldiği anda başımız belaya giriyor. Kışın hiç sipariş olmuyor,ve sadece sosyal yardımlarla yaşamak çok zor.’
2015 yılındaki ekonomik kriz zaten birçok ekonomik sorunla karşı karşıya kalan göçmenlere ve geri dönenlerin sıkıntılarına sıkıntı kattı. Rusya tarafından Abhazya’ya yapılan yardım fonunun azaltılması sonucu, hükümet emekli maaşı ve sosyal yardımlarda kesintiye gitti,bu da ülke içi problemlerin oluşmasına yol açtı.
Anlaşmazlıklar fakir ve geri dönenler için yapılan sosyal yardımların miktarı dolayısıyla ortaya çıktı.Abhazya’da geri dönenler için yapılan aylık ödenek 10,000 ruble (93,38€) civarında olup bu miktar bir Abhazyalı’nın aldığı aylık maaşa eşit. Aynı şekilde,iç politikadaki kriz Mayıs 2014’te hükümetin elitlerinin değişimine yol açtı ve bu da Abhaz yetkilililerinin geri dönenlere cevap verme yeteneğini azalttı.
Yabancı Faktörler
“Rus Faktörü” de diasporadaki Abaza ve Çerkeslerin dönüşleri üzerinde önemli bir etkiye sahip.Rusya’nın Abhazya’ya yaptığı yardımların geciktirilmesi her alanda finansman kesintilerine yol açtı ki bu kelimenin tam anlamıyla Abhaz elitlerine şantaj yapmak için bir araç haline geldi.
Ayrıca, Suriye’deki Çerkeslerin muhalefet ile birlikte mücadele ettikleri düşünüldüğü için,birçok Rus büyükelçiliği Suriyeli Çerkeslere vize verilmesini durdurdu. Sonuç olarak geri dönenler için Suriye’den çıkmalarını sağlayan yollardan biri artık kapalı.
Rusya ve Türkiye arasındaki anlaşmazlıklar, zaten Moskova’nın Güney komşusuna karşı uyguladığı yaptırımların artmasına yol açmış ki bu geri dönüşçüler için başka bir tehdit daha oluşturabilir. Abhazya, stratejik bir partner olarak iki arada bir derede kalmış durumda.Eğer Abhazya yürürlüğe koymayı tercih ederse,yaptırımların ilk darbesi diasporayı vuracaktır.
Apsny fonu başkanı ve Türkiye’den dönüp Abhazya’ya yerleşen Soner Gogua, Kasım ayı sonlarında konuyla ilgili endişelerini dile getirdi. Onun deyişiyle, Rusya tarafından Türk vatandaşları için yürürlüğe koyulan vize uygulaması Türk iş adamlarını etkilemeye başladı,ki bunların arasında etnik Abhazlar da var.
19.yüzyıl’daki Osmanlı-Rus savaşları, önemli sayıda Abaza ve Çerkesin Osmanlı İmparatorluğu’na sürgün edilmesine neden oldu. Bugün yaklaşık 100,000 civarında Abaza Türkiye’de yaşıyor. Memorial İnsan Hakları Merkezi verilerine göre ise 8,000-10,000 civarı Abaza Suriye’de yaşıyor.Bunların arasında Marshan,Agrba,Kudzhba,Maan,Chichba,Kaytan ve diğer Abhaz klanlarının temsilcileri var.
Gogua’nın dediğine göre, Abhazya’ya ulaşım sadece Rusya üzerinden gerçekleşebiliyor ve yakın gelecekte Rusya Türk gemilerinin Karadeniz’deki hareketlerini sınırlarsa Abhazya’nın ekonomisi zarar görecek. Rusya’dan sonra,Türkiye,Abhazya’da kilit yatırımcı konumunda.)
Sorun,Abhazya’da ateşli bir tartışmanın konusu ve -çoğunluğun düşüncesine göre- diasporayla bağların kopmasına neden olabilir.Abhazya’nın, kendi geleceğini bağladığı diasporayla…
Bu metin 5 Ocak 2016’da https://www.opendemocracy.net/od-russia/islam-tekushev/unlikely-home yayınlanmıştır
Çeviri: Samet Demder
Comments
No comment