Kafkasyalı Mültecilerin Rusya’ya İadelerinin Durdurulması İçin İmza Kampanyası Başlatıldı

Türkiye’de ikamet etmekte olan ve çoğunluğu 2. Çeçen savaşı sonrasında Türkiye’ye iltica etmek zorunda kalan Kafkasyalı mültecilerin Türk devleti tarafından Rusya’ya iade edilmesini protesto etmek ve tutuldukları Geri Gönderme Merkezlerinden salıverilmeleri amacıyla change.org’ta bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanya metni ise şu şekilde:

 Son iki yıldır Çeçen Muhacirler erkek, kadın ya da çocuk gözetmeksizin hak etmedikleri bir muameleye tabi tutulmaktadırlar. Hiç bir hak ve hukuk gözetilmeden zulme ve adaletsizliğe maruz kalarak, yabancı şubelerde ağır ve olumsuz şartlar altında tutulmakta ve Rusya’ya iade edilmek istenmektedirler.

Geçtiğimiz hafta ikametleri olmadığı gerekçesiyle gözaltına alınan Çeçen anne, baba ve dört çocukları 27 Ocak Cuma günü Rusya Federasyonu’na sınırdışı edilmek isteniyor. Anne Koka Musostova’nın Çeçenistan’da yaşayan erkek kardeşi 2005 yılında, kızkardeşi ise 2012 yılında Ruslar tarafından öldürüldü. Baba İslambek Salamov 2 yıl önce Adana Yabancılar Şube’de haksız yere göz altına alınmış ve mahkeme kararıyla serbest bırakılmıştı. Çeçenistan’ın bağımsızlık mücadelesinde yer alan İslambek’in erkek kardeşi ve eşi de Çeçenistan’da Rus askerlerince öldürüldü. Baba İslambek Salamov ve anne Koka Musostova ile birlikte çocukları Fatima Salamova, Abdurahim Salamov, Abdulla Salamov ve Zaynab Salamova da Cuma günü sınırdışı edilmek üzere Silivri Geri Gönderme Merkezinde tutuluyorlar.

Aynı şekilde Sedkhasan İslamov Aydın’da Geri Gönderme Merkezinde tutuklu halde bulunuyor ve onun hakkında da Cuma günü uygulanmak üzere sınır dışı kararı var.

Rusya Federasyonu tarafından uygulanan baskılar sonucunda akrabaları cinayetlerle yok edilen, ceza evlerine atılarak en ağır cezalara çarptırılan, gece yarıları evlerinden alınarak götürülen erkekler ve kadınlardan hala haber alınamıyor. Çeçenistan özgürlük mücadelesinde yer almış bu ailenin haksız ve hukuksuz şekilde Rusya’ya iadesi demek, akrabalarının başına gelenlerin onların da başına gelmesi demektir!

Hiçbir terör örgütüyle bağı olmayan Kafkasyalı muhacirler, özellikle DAİŞ terör örgütünün ideolojisini desteklemiyor ve faaliyetlerini kınıyorlar. DAİŞ ve benzeri örgütlerin fikirleri hiçbir şekilde Kafkas kültürüne, tarihine, ahlakına ve inancına bağdaşmamaktadır.

Son zamanlarda Türkiye’de yaşanan terör olaylarıyla hiçbir bağlantıları olmayan, hiçbir şekilde bu topraklarda gayri hukuki bir eylemleri bulunmayan Kafkasyalı muhacirlerin üzerinde ciddi baskılar ve gelişi güzel baskınlar yapılmaya başlandı. Öyleki, üçüncü bir ülke seçip Türkiye’yi terk etmeleri ya da Rusya’ya teslim edilecekleri söyleniyor. Kendileri ya da akrabaları vatanlarının özgürlük mücadelesi içinde yer alan, neticesinde artık can güvenlikleri kalmadığı için ikinci Rus-Çeçen savaşı sonrası bu topraklara gelen Kafkasyalı muhacirlerin uğruna çabaladıkları tek ideali, vatanlarının bağımsız olacağı günü görmek ve o zamana kadar sığındıkları Türkiye’de hayatlarını güvenli şekilde idame ettirebilmektir.

Ne yazık ki son dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin Kafkasyalı muhacirlere karşı olan politikaları ise onların hayatlarına mal olacak yönde ilerliyor.

Geçenlerde kadın, çocuk ve erkek 7 Kafkasyalı Müslüman aniden Kadirov yönetimine teslim edildi. Başka kadın ve erkeklerde teslim edilecekken yetkililere ulaşılıp bu zulüm daha fazla büyümeden durduruldu.

Çeçenistan’da kocası öldürülen Madina Alkhastova hasta ve sakat oğlu ile beraber geçtiğimiz aylarda göz altına alındı, yapılan baskılar sonucu imza karşılığı serbest bırakıldı.

Yine aynı şekilde Rusya’nın talebi nedeni ile iade edilme tehlikesi yaşayan Zalina Tarzaeva hamile olmasına rağmen birkaç ay önce emniyet tarafından tutuklandı. İki defa dul kalmış ve son çare Türkiye’ye sığınmış olan Kafkasyalı kadına kötü muamelede bulunuldu.

Kameta Mukhaeva ve kız kardeşi, telefon dahi kullanamayan, sosyal yönden rahatsızlığı olan Milana Mukhaeva da tutuklandılar. Her ikisine de G87 kodu verildi. Tüm bunlar herhangi bir delil olmadan yapıldı.

1959 doğumlu, çocuklarını ve yakın akrabalarını Çeçenistan’da kaybeden, kalp hastası, şeker, yüksek tansiyon ve astım hastası Arubika Süleymanova yine Rusya’nın talebi üzerine aylarca tutuklu kaldı. İstanbul’da ikamet eden gelini ise sınır dışı edildi. Hasta olmasına rağmen, devamlı sigara içilen, hayat kadınlarının tutulup devamlı güvenlik kameralarıyla izlenen bir ortamda yaşamak zorunda bırakıldı.

Midaev ailesi de biri 3 haftalık olan dört tane çocuklarıyla birlikte göz altına alındı. Yine baskılar sonucunda serbest bırakıldılar.

Aiza Arzueva Bursa’da evinden alındı tutuklanarak Aydın’a gönderildi. Şuanda Kırklareli Geri Gönderme Merkezinde tutuklu.

Mayrbek Mukhaev de aynı şekilde Kırklareli Geri Gönderme Merkezinde tutuklu bulunuyor..

Haksız yere göz altında tutulan ve Rusya’ya iadesi yapıllmak istenen Kafkasyalı muhacirlerin listesini çoğaltmak mümkün.

Dul kadınlar, yetim ve öksüz kalmış çocuklar, çaresiz yaşlılar ve vatanını zoraki terk etmek zorunda kalmış erkekler olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden himaye ve koruma bulmak umuduyla bu topraklara gelen Kafkasyalılar, Rus yetkililerle yapılacak anlaşmalar karşılığında bu acımasız zalimlere teslim edilmemelidir.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na, Hükümete ve tüm yetkililere sesleniyoruz:

İslambek Salamov (baba)

Koka Musostova (anne)

Fatima Salamova (çocuk)

Abdurahim Salamov (çocuk)

Abdulla Salamov (çocuk)

Zaynab Salamova (çocuk)

ve Sedkhasan İslamov’un haklarındaki sınır dışı kararının iptalini, sonrasında da onlar ve diğer göz altında tutulan suçsuz Kafkasyalı muhacirlerin serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Kafkasyalı muhacirlerin Rusya’ya iadesi demek, onları işkenceye ve sessiz bir ölüme terk etmek demektir.

Lütfen bu iadeyi durdurun!

İmza kampanyasının adresi ise şu şekilde:

https://www.change.org/p/kafkasyal%C4%B1-muhacir-ailenin-rusya-ya-iadesini-durdurun

Bir cevap yazın