Şiddet eşit olmayan güç ilişkisinden kaynaklanan toplumsal bir sorundur.
Gelenekçi bakış açısına göre; patriyarkal sistem biyolojik temellidir. Bu bakış açısına göre kadın erkeklerden daha zayıf ve daha aşağıdadır. Paleolitik dönemde Matriyarkal sistem hâkimken dahi toplumsal cinsiyet rolleri şekillenmiştir. Bu açıklamaya göre kadın o dönemlerde avcılık konusunda erkeklere yardımcı olsa da asıl görev alanı ev içi-emek ve çocuk bakımı olmuştur. Erkekler ise daha güçlü oldukları için avcı savaşçı olup kadını koruyan konumdalardı. Kadın yaratılış olarak güçsüz ve zayıf olduğu için erkek tarafından korunmaya ihtiyacı vardı.
Buzul çağı sonrası hayvancılığa geçişle birlikte kadın ikincil role geçirilerek daha da değersizleşmeye başladı. Göçebe yaşayan komünlerde var olan hayvan sayısı ne kadar çoksa aynı oradan kadın daha çok hizmetçi rolüne itiliyordu.
Zorunlu evlilik ve başka komünlerden kız kaçırma hayvancılıkla uğraşan göçebe komünlerin uygulamasaydı. Zorla kaçırılan kadınlar kendisini kaçıran kişinin hâkimiyeti altına giriyor tüm hakları elinden alınıyordu. Kadının bu şekilde baskılanıp köleleştirilmesi psikolojik-cinsel şiddetin başlangıcını oluşturdu.
Şiddet yıllarca fiziksel şiddet olarak vasıflandırılsa da şiddetin çok daha başka türleri olduğu daha sonraki dönemlerde kabul edilmiştir. Örneğin; arkadaşları ile görüşmesini engellemek, çalışmasına karşı çıkmak, gelirine el koymak, hakaret etmek, istemediği halde zorla cinsel ilişkide bulunmaya çalışmak, zorla evlendirilmek bunların hepsi şiddetin farklı boyutları olarak karşımıza çıkıyor. Psikolojik-ekonomik-cinsel-fiziksel şiddet tehditi yüzünden bir çok kadın baskı altında yaşıyor.
Kuzey Kafkasya’da Şiddet
Tüm dünyada kadınlar şiddet yüzünden baskı altında yaşarken, Kuzey Kafkasya’da bu durum “aile değerleri” ve “çarpık İslam anlayışı” yüzünden daha da korkunç bir durum haline gelmiştir. Aşağıda örneklerle Kuzey Kafkasya’da kadının günümüzdeki durumuna ilişkin bir özet sunmaya çalışacağız.
Çeçenya’da Rus yanlısı hükümetin lideri Kadirov’un, kadınlar kocalarının malı ve ikinci sınıf insandır sözleri erk-hegemonyasının artmasına ve bunun sonucu olarak da kadının kimliksizleştirilmesi sürecini hızlandırmıştır.
Çeçenya’da 2015 yılında 17 yaşında bir ‘çocuğun’ 57 yaşındaki emniyet amiri ile evlenmesi Kuzey Kafkasya’daki Kadın haklarını, önemli sosyal ve politik konular olarak yeniden gündeme getirdi. 57 yaşındaki emniyet amirinin aileyi tehdit ederek 17 yaşındaki çocukla evlenmek istemesi Rusya basınında da büyük yer kapladı. Emniyet aminiri Nazhuda Guchigova, 17 yaşındaki Luise Goylabiyeva’nın 18 yaşına girmesini bekleyeceğiz demiş olsa da Kadirov destekli olan düğün hemen gerçekleştirildi.
Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri Rusya Federasyonu’nun bir parçası olduğu için Rusya’daki diğer bölgeler gibi Rusya Hukuk kurallarına tabidir. Rusya anayasasında toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesi bulunmaktadır. Anayasal hak olarak tanınan toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesinin genelde Rusya’da özelde Kuzey Kafkasya’da nasıl bir görünüm arzettiği ise ortadadır.
Heinrich Böll Vakfı, 2014 yılında Kuzey Kafkasya’daki kadınların durumu, sosyal statüsü, cinsiyet eşitliği ve aile içi şiddet gibi önemli konuları içeren “Kuzey Kafkasya’da Yaşam Ve Kadının Statüsü” adlı saha çalışması gerçekleştirdi. 723 katılımcıyla gerçekleştirilen çalışma Kuzey Kafkasya’nın kültürel özellikleri ve kadınların yaşadığı korkudan dolayı kreşler, okullar, pazarlar, güzellik salonları gibi kadınların kendilerini güvende hissetikleri yerlerde yapıldı. Özellikle Kabardey-Balkar bölgesinde kadınları ikna edip güvenli olduğunu hissettirmek için gizli sandıklar kuruldu.
Yapılan anket çalışması Kuzey Kafkasya bölgesinde kadın kimliği ile ciddi sorunlar yaşandığını, bir bütün olarak kadının kimliksizleştirilme politikasına konu edildiğine dair ampirik veriler sundu.
Kuzey Kafkasya’da Aile Yaşamı
Çalışmada aile içi ilişkiler ve ailede kadınların durumu hakkındaki sonuçlar en dikkate değer verilerdir. Şiddet, çok eşlilik, zorla evlendirilme, baskılama vb şiddet türleri hakkında bulunan oranlar korkutucu boyutlarda.
Çeçenya’da %16lik bir kısım tek eşli olmadığını belirtirken, orta yaş grubunda bu oran %28lere çıkıyor. Çeçen kadınların %25 mutlu bir evliliğe sahipken, %27lik bir kesim aile baskısıyla evlendiğini belirtmiştir.
Kabardey-Balkar bölgesinde 17-30 yaş aralarığında çok eşlilik oranı %36. Orta yaş ve üstünde ise çok eşliliğin hiç olmadığı görülüyor. Mutlu evlilik oranı %25, aile baskısı ile evlenme diğer cumhuriyetlere göre en çok Kabardey-Balkar’da yaygın %42 oranına sahip yaş ilerledikçe de oran sayısını artıyor.
Dağıstan ve İnguşetya’da tek eşlilik ve kendi isteğiyle evlenme konusunda en yüksek veriler elde edildi. Dağıstan’da eşiyle ilişkisinden memnun olanların oranı %47,kendi isteğiyle evlenenlerin oranı ise %61. İnguşetya’da bu durum %62, eşi ile ilişkilerinden memnun olanların oranı %45.
Çeçenya’da kadınların %24’nün aile bütçesine erişimi yok ve finansal konularda karar almakta özgür değiller, %23’ü aile büyükleri veya kocalarının gözetimi olmadan boş zamanlarını değerlendiremiyor, %42’si kıskançlığa maruz kaldıklarını %41’i arkadaşları ile görüşmesinin engellediğini belirtti. Anket katılımcılarının %11’i dayağa maruz kaldığını %28’i en az bir kere tokat yediğini %8’i de cinsel şiddet veya tecavüze maruz kaldığını belirtti. (tecavüz oranın en yüksek oranın Çeçenya’da olması, tecavüzlerin savaş zamanında olduğuna inanmak için yeterli sebep olarak görülebilir) Dağıstan’da kıskançlık oranı %18, %12’si dayak %21 ise itilme ve tokata maru kaldıklarını belirtti.
Kabardey-Balkar’daki kadınların %30nun kıskançlığa maruz kalıp, %19’nun çalışmak istemesinin engellendiğini, bununla beraber %14lük kısımın da kocaları tarafından arkadaşları ile iletişiminin engellendiği belirtti. Diğer Cumhuriyetler’e göre şiddet olayının daha az gözlemlenildiği Kabardey-Balkar’da %7 en az bir kez tokatlandığı ve itildiği, %6 herhangi bir cisimle vurarak fiziksel şiddete maruz kaldığı, %2 silahla tehdit edilğini veya ciddi yaralanmalar yaşadındığı kaydedildi.
Dağıstan diğer Cumhuriyetlere göre, kıskançlık ve şiddet olayları daha az kaydedildi. %24 kıskançlık, %10 arkadaşları ile iletişimin yasaklandığını belirtti. %14lük kısım en az bir kez tokata ve itilmeye maruz kaldığını, buna karşılık diğer Cumhuriyetler’den farklı olarak %5 kocası tarafından çocuklarının kaçırılması ve evi terk etmeleri konusunda tehdite uğradıklarını belirtti.
Kuzey kafkasya’da siddetin genel dagilimi ise koca siddeti Çeçenya’da %73, Dağıstan’da %71, Kabardey-Balkar’da %86, İnguşetya ise %80, Kayınvalide şiddet dağılımı ise; Çeçenya’da% 33, Kabardey-Balkar’da% 21’dir. Bu bölgelerde siddet daha cok kayinvalide ile koca tarafindan uygulanıyor.
Adige Cumhuriyeti’nin durumu bu cumhuriyetlere göre daha farklı. Yerli nüfus yoğunluğunun az olmasından dolayı Adigey yapılan hiç bir araştırmada kendine yer edinemiyor. Adiğey İçişleri başkanlığı basın bölümünün yaptığı açıklamaya göre; kadınların tamamı yardım talep eder gibi gözükmüyor, kendilerini şiddet mağduru olarak görmezlerken şiddet mağdurlarının yüzde 70-80i bunu gizliyor ve yüzde 40lık kesim ise şikâyetlerini geri alıyorlar.
Zira yıllarca batı dışı toplumları kadınlara değer vermemeleri ve ataerkil olmakla eleştiren bir toplum olarak geldiğimiz nokta; kadın cinayetleri, kadına karşı şiddet (fiziksel,psikolojik, ekonomik), kadın sünneti, çoçuk gelinler, zorla evlendirilme. Türk(Arap)-İslam bakış açısında kadının konumu neyse şu an Kuzey Kafkasya’nın bir kısmında da durum aynıdır.
Devlet’in varlığı ve Hukuk Üstünlüğü Kuzey Kafkasya’da Geçerli Değil.
Şubat 2015 yılında Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi eğitim kurumlarında dini kıyafet giyilmesini yasakladı. Fakat Çeçenya için bu yasak hiç bir anlam ifade etmiyor. Memorial’den Varvara Pakhomenko; Çeçenya’da üniversite ve diğer idari amirliklerine kendisinin Çeçen veya Müslüman olmadığını söylemesine rağmen başı açık olduğu için alınmadığını söylüyor. Gösterilen sebep ise Kadirov’un bu yönde bir emir vermesi. Pakhomenko’nun olay hakkındaki yorumu ise, geleneksel olarak Çeçen toplumu herhangi bir dini lider tanımadığını, bir kadına nasıl davranacağını giyineceğini söyleyecek olan tek kişinin kocası, babası ve kardeşi olabileceğine inanılıyor şeklinde.
“Hayatım her an bitebilir”
Zuri ( güvenlik nedeniyle ismi değiştirildi) ilk kaçırıldığında 16 yaşında bir çocuktu. Kaçırıldıktan iki yıl sonra ailesine gönderilip boşanma davası açıldı.
Fakat bir yıl geçmeden Zuri bu sefer başka biri tarafından tekrar kaçırıldı. Kaçırıldıktan bir gün sonra tekrar evine gönderilen Zuri aile büyükleri tarafından utanç olarak görüldüğü için ormanlık bir alana götürülüp dövüldü. Çünkü Zuri istemediği bir tarafından zorla kaçırılıp bir gece kalıp tekrar evine gönderilmişti. Zuri namusa söz getirdiği için suçluydu ve şiddeti haketmişti.
Bir gün sonra Ahmed( isim güvenlik sebebiyle değişitirldi) Zuri’yi alıp annesine götürdü, annesi elbette Zuri henüz evli olduğu için Zuri’yi istemeyecekti ve bir odaya kapatıp kimse ile görüşmesine izin vermeyerek kızı ile Zuri’yi zehirlemeye çalışacaklardı. Bir gece aniden ateşlenen Zuri, günlüğüne “hayatım her an bitebilir” yazdı. Zuri komada doktorlar eski hayatına dönebilceğinden emin değil. Davası 6 yıldır devam ediyor. 2016 yılında AIHM dava ilgili cezai soruşturma başlatılmasına karar verdi fakat avukatlar bunun sorumlu kişilerin bulunmasına ve cezalandırılmasına yardımcı olacağından şüphe ediyorlar.
Rusya’da hukuk, güçlülerin tekeline alınmış durumda. Kuzey Kafkasya’da da bu durum farklı değil elbet. Özellikle karşındaki kadınsa hukuk asla işlemiyor. Kadın o kadar yok sayılıyor ki; 2015 yılında İnguşetya’da Marem Aliyeva ve kız kardeşi Elizabeth, Marem’in yaşadığı şiddetten dolayı sürekli olarak kolluk kuvvetlerine başvurmasına rağmen bu duruma önlem alınmaması bunun en net örneği olabilir.
Marem Aliyeva kocası tarafından ölüdürüldü. Tek şahit olan çoçuklar annelerinin kanlı saçlarını gördüler. Ceset bulunamıyor. Marem’in kızkardeşi Elizabeth davanın takipçisi. Aldığı tehditlere rağmen davanın peşini bırakmıyor. AİHM’e gitti.
Marem Aliyeva kocasınn şiddetinden kurtulmak için kadın hakları merkezi ile iletişime geçerek Minsk’e yerleşmişti. Elizabet’i karısının yerini bilmekle suçlayan Aliyeva’nın kocası Muharbek Yevloyev, Elizabethi kaçırıp tehdit etti.
Elizabeth, kız kardeşinin kocasının tehditlerinden ve can güvenliği bulunmadığı için önce İnguşetya’yı sonra da Rusya’yı terk etti.
Kuzey Kafkasya’da yaşananlar maalesef bu iki olayla sınırlı değil, Rusya genelinde dahi şiddeti dile getirmek, ev içi şiddetten bahsedip şikâyetçi olmak zor bir durumken Kuzey Kafkasya’da daha karmaşık daha da zor. Toplum genel olarak Kadın’a yapılan her şeyi görmezden geliyor ve kadının yapılan tüm aşağılanma ve yok sayılmalarına sessiz kalmasını istiyor.
Kuzey Kafkasya bölgesindeki kadına karşı şiddetin temelini Arap-İslam anlayışının benimsenmesine kısmen de olsa bağlayabiliriz ancak bu kolaycılık olurdu fakat Kafkasyalılar için “Kadın” hala çözülememiş hasıraltı edilmiş görmezden gelinmiş büyük bir sorun olarak devam ediyor.,
Şeyma Ğonejıko
Yararlanılan Kaynaklar
Lives and Problems of women ın the North Caucasus Results of the study made in 2014
www.adigea.aif.ru
http://www.adigea.aif.ru/incidents/details/1391539
http://www.daptar.ru/article/245/ukradennaya-jizn
http://www.daptar.ru/article/232/ostalas-odna-ee-sestra-ona-boi
Comments
No comment